Bu Blogda Ara

9 Nisan 2016 Cumartesi

GİRİŞİMCİLİK OYNAMAK

Silikon vadisi tecrübesi olanlar veya İsrail’i takip edenler, bu ülkeler ile Türkiye’nin GİRİŞİMCİLİK  kültürünün birbiri ile tamamen ters olduğunu ve dolayısı ile birbiri ile tamamen zıt sonuçlar ürettiğini görebilirler.
Örnek vermek gerekirse cesaret, organizasyon, network konularında çok farklı iki kültürüz ama tamamen yanlış anladığımız milli olmak diye bir anlayış da var ortada.  Mesela ABD de eyaletlerin verdiği destekler var, burada şirketin ürünü nerede ürettiği ve hatta ürettirdiği önemli değil. Şirketin o işi ABD de büyütüp büyütemeyeceği önemli. Bizde ise teknopark, AR-Ge merkezlerindeki şirketlerinin %90 ı  devlet desteği olmadan 1 yıl ayakta  kalamaz durumda. (Vergi avantajları vb.. buralarda ofis açmış banka, Telekom operatörleri vb.. şirketleri hesaba katmazsak)
Milli olmak diye bir zorlama yok. Zaten sen ortamı müsait tutarsan herkes sana gelir. Mesela Google ın yarı ortağı Rus, ABD bunu dert etmiyor. Veya bugün dünyada global olmak isteyen herkes kendini ABD ye gitmek zorunda hissediyor. Türkiye ye gelen var mı?

Dolayısı ile ülkende teknoloji üretimi bir sonuç, eğer sen gerekli şartları oluşturursan herkes sana gelir ve dolayısı ile milli olur. Milli olsun diye üretilmiş ama aslında rekabet etme gücü olmayan şeylerle para, vakit ve de bence en önemlisi umut kaybedilmez, çünkü sonunda herkese biz yapamayız fikri kazınıyor.
Sorunları görüş çözemiyor olmanın pek çok sebebi mutlaka vardır. Birkaç tanesini sıralayayım

 ama 1941 de hitlerden kaçıp İTU ye gelen Alman profesör 100 yıl önce sanırım en doğru teşhisi koymuş. Türkler negatifte birleşiyor (negatif seleksiyon)