Bu Blogda Ara

23 Nisan 2020 Perşembe

Günümüz Türkiye'sinde Doğru İnsanları ve Doğru Şirketleri Bekleyen 3 Tehlike

Günümüz Türkiye'sinde doğrular 3 tehlike ile karşı karşuya.

1-Türk atasözünde belirtildiği gibi "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar"

2-Negatif seleksiyon.
Hitler’ in zulmünden kaçarak ülkemize sığınan ve üniversitelerimizde görev alarak Türk Akademik Yaşamına unutulmaz hizmetler veren hocalardan olan ekonomi profesörü Prof. Fritz Neumark (Daha sonra Frankfurt Üniversitesinde rektörlük yapmıştır), seneler sonra, Almanya Hitler faşizminden kurtulduktan sonra, ülkesine dönüyor ve dönerken de bizim gazetecilerle bir sohbet toplantısı gerçekleştiriyor. Bu toplantıda bir gazeteci de Neumark’a “bunca sene Türkiye’de kaldıktan sonra bu ülkeyi nasıl özetlersiniz?” gibi bir soru yöneltiyor. Neumark’ın yanıtı son derece kısadır: “Negatif seleksiyon”
3- Peygamber efendimiz Hadisi Şerifinde belirtiği gibi "Ayaklar baş, başlar ayak olacak"

18 Nisan 2020 Cumartesi

Eski Hastalıklar

Aşağıdaki linkde Robert de Niro'nun Tony awards da yaptığı konuşma var.
https://www.youtube.com/watch?v=1zNr8Pf1QkY
Bu konuşmadan dolayı Robert de Niro hapse atılmadı, filmleri gösterimden kalkmadı, işleri bozulmadı veya  başına bir iş gelmedi.

Aşağıdaki videoda da 60 yıl öncesinden Prof. Dr. Cahit Arf ın Tübitak bilim kurulu üyesi ile ilgili anekdotunu 7. dakikadan itibaren izleyebilirsiniz
Bilim kurulu üyesinin şikayeti odacının onu görünce ayağa kalkmaması ve bundan dolayı TÜBİTAK merkesi yapısından şikayet ediyor.
https://www.youtube.com/watch?v=C5QK2gR8WMA
Bu ilim kurulu üyesi Trump kuvvetinde olsa idi ne olurdu acaba?

12 Nisan 2020 Pazar

Anlamayana Anlatmak

Hz. İsa'ya sormuşlar; Ölüyü diriltmekten daha zor nedir? Ifhamü men la yefhem demiş. Yani "anlamayana anlatmak"

Bir  Türk Atasözü  der ki “Göz odur ki dağın arkasını göre, akıl odur ki başa geleceği bile, er odur ki alçaktan dura, yüksekten bakan göz değil”

Aldanma cahilin kuru lafına
Kültürsüz insanın külü yalandır
Hükmetse dünyanın her taraf
                                 Aşık Veysel ŞATIROĞLU


Bazı toplumlarda sanki Göbels hayatta ve hüküm sürüyor. Ne demişti Göbels
"Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin. Asla kabahat ve suç üstlenmeyin. Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın. Asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin."

Bununla birlikte A'RÂF SURESİ 82. Ayet de "Onları ülkemizden çıkarın, çünkü onlar çok temiz insanlar." demekten başka (bir şey) olmadı der helake uğrayan bir kavim.

Adalet kaybolup cahilliğin rağbet gördüğü toplumlara dünyadan ve gerçeklikten kopuk ve sadece tüketim imkanlarını arttırmak üzere güdülenerek dünyaya verecek birşey olmadığı gibi almak istediklerini de almalarının imkansız olduğunu anlatmak mümkün değildir.

Haklara tecavüzün sıradanlaştığı toplumlarda bireyler aslında sıranın kendine de geleceğini göremez. Tarih ve politika biliminin kurucusu sayılan Floransalı düşünür, devlet adamı, askerî stratejist, şair ve oyun yazarı. İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden olan Niccolò Machiavelli Prens adlı kitabında şöyle bir tespitte bulunuyor: "Soygunla yaşamaya başlayan birisi, hep başkalarının malına el koymak için gerekçeler bulur."

Bu tür toplumlarda "AHLAKİ tehlike" (moral hazard)  oluşur ki bu iktisadi kalkınmayı engelleyen çok önemli bir oluşumdur.  Kavram kısaca şunu ifade eder Bireylerin ahlak dışı davranma eğilimi, yaptıkları yanlışların cezasını çekme ihtimali azaldıkça, artar.

Yalan dolana pirim veren, ahlaksızı görmezden gelen, üçkâğıtçıya üçkâğıtçı, rüşvetçiye rüşvetçi demeyen, diyemeyen, dünyanın gelişmiş toplumlarından ve gerçeklikten kopmuş toplumlar insanlığa faydalı, kendi milletine yararlı olamaz en fazla nüfusun çok az bir kısmı ultra paraya sahip olur, % 5-10 u da halkın ortalamasının 5-10 katı daha fazla paraya sahip olabilir. O kadar!

Dünyada adalet, hukuk, sanat, edebiyat, ahlak, ticaret, teknoloji, insan hakları gibi aklınıza gelebilecek iyi şeylerde önde olan toplumlar nezdinde hiçbir kıymeti ve nokta kadar değeri olmayan insan ve insan topluluklarını kendi toplumlarında baş tacı eden toplumların gideceği yer bellidir.

"Adalet göğün direğidir, yıkılırsa gökyüzü yerinde durmaz."  Kutadgu Bilig-Yusuf Has Hacip

Doğruyu görmekten korkan ve gerçekleri amalarla kıvıran toplumsal baskıdan çekinen, sahip olduğu düşünceleri açıklamaya, ifâde etmeye cüret edemeyip, toplumun kabul gördüğü düşünceyi destekler gibi görünen (Bilimsel adı Tercih çarpıtması (Preference falsification )) toplumların varacağı yer de bellidir.

Dostoyevski "Her halkın bir özgürlük çıtası vardır. Yüksekliği, o halkın bilinç seviyesi kadar olur."  der.

Sezai Karakoç da "Bütün zulümler, haksızlıklar, eksiklikler bu dünyayı, bu dünyadan ibaret sanmaktan kaynaklanıyor." der.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın dediği gibi "Öyle bir devir ki; bilen yazmıyor susuyor, bilmeyen yazıyor susmuyor..."
                                     

Ben yazmış olayım.