3 Yıl önce ABD de
teknolojik kalkınma modelleri konusunda uzman olan ve ABD de iyi bir
üniversitede profesör olan bir tanıdığım uzunca bir aradan sonra Türkiye’ye
anne ve babasını ziyarete gelmişti. Birlikte bir kahve içtik. Arkadaşımın
uzmanlığı ile ilgili bazı tespitleri oldu. Profesör olan arkadaşımın 3 yıl
önceki tespitleri:
·
Dışarıdan Türkiye çok iyi bir gelişme
kaydetti şeklinde algılanıyor,
·
Ben Japonya kalkınma modeli konusunda uzmanım,
Güney Kore yi de iyi bilirim ve diğer modeller de üniversitedeki profesyonel
çalışma alanım içerisinde. Türkiye de gece bakıyorum herkes geç saatlere kadar
eğleniyor. Sabah bakıyorum herkes 9 dan önce işe başlamıyor. Hiçbir kalkınma
modelinde ülke böyle kalkınamamıştır. Japonya’da insanlar yeraltı treni(metro)
duraklarında çok çalışmaktan ölürdü. Anca sabah olunca öldüğü fark edilirdi. (Not:Benzer
haberleri hala zaman zaman gazetelerde okuyoruz)
·
Tüketim konusunda bir gelişmeden
bahsedilebilir ama o da ithalatla sağlanıyor. Gördüğüm bütün markalar yabancı.
·
Diğer konulardaki gelişme anca Türkiye’nin
10,20,30 yıl öncesi ile kendini kıyaslarsak vardır diyebiliriz. 10,20,30
öncesinin Kore, Hindistan, Singapur, Hong Kong, Tayvan, Yeni Zelanda, İrlanda,
İsrail, Malezya ya göre kıyaslarsak onlar kadar hızlı gelişemediğimizi görürüz.
Arkadaşımın bu
tespitlerine ben de şu eklemeleri yapabilirim
·
2016 yılında Dünya Küresel Rekabetçilik
Endeksinde Türkiye 138 ülke arasında dört basamak gerileyerek 55. sırayı
aldı[1,2]
·
2016 yılı BM İnsani Gelişme Endeksine göre
Türkiye 2015 yılına göre 3 sıra
gerileyerek 72. sırada bulunuyor[3]
·
Berlin merkezli Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün
açıkladığı 2016 Yolsuzluk Algı Endeksi'nde Türkiye, 176 ülke içinde geçen yıl
bulunduğu 66'ncı sıradan 75'inci sıraya düşerek 9 basamak geriledi [4]
·
Ekonomik
İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) "2016 Tek Bakışta Eğitim"
adlı yıllık raporunda, Türkiye, 38 OECD üyesi ülke arasında 35. sırada yer
aldı. [5]
·
İlk
100 e giren üniversitesi yok [6]. İlk 400 e giren de yok. İlk 500 de ise sadece
5 adet var.
·
Global
Innvovation Endeks 2016 ye göre Türkiye 128 ülke arasında 42. [7]
·
Türkiye 2007-2016 döneminde, Bilgi ve
İletişim Teknolojileri (BİT) endeksinde 56’ncı sıradan 70inci sıraya geriledi[27]
Eğer başka ülkelerin
kalkınma hızı ile kıyaslarsak: global inovasyon endeksinde Güney Korenin 2010
yılında 20. Sırada [8] 2016 da ise 11. Sıraya yükseldiğini [7] görebilirsiniz.
Buna karşın Türkiye 2010 yılında 67. Sırada iken [8] 2106 da 42. Sıraya çıkarak
bir ivme kaydetmiş ama diğer alanlarda aynı başarıyı yakalayamamış ve 42. Sıra
ile dünyada varım diyemezsiniz. Kişi başına düşen gelirde Türkiye ile Güney
Kore arasındaki karşılaştırma aşağıdaki şekilde verilmiştir [12] . Bizimki de
artmış ama Kore uçmuş. Biz kendimizle mi
yarışacağız, dünya ile mi?
Diğer bir dünya ile
kıyaslama da verimlilikten
Saat
başına düşen verimlilik
1980
ABD/Türkiye=3,56 ABD / Kore=5.75
2000
ABD/Türkiye=2,73 ABD/Kore =2.36
2015
ABD/Türkiye=2.43 ABD/Kore=1.75
Yani Kore 5.75 ten 1,75
oranına yükselirken biz 3,56 dan 2,43 e yükselmişiz.
Not:
Rakam ne kadar düşükse o kadar iyi.
Eğer Kore ile ile
kıyaslamayıp kendimiz ile kıyaslarsak 35 yılda 3,56 dan 2,43 e gelmişiz,
ilerleme var diyebiliriz. Benzer şekilde
son 15 senede 2,73 den 2,43 e gelmişiz de diyebiliriz. Ama elin oğlu çok daha
hızlı 5,75 den 1,75 e gelmiş. Göreceli olarak biz geri gidiyoruz.
Benzer şekilde 10,15,20
yıl geriye gidip Google dan ararsak eğer; o zamanlarda da hep aynı şeyleri
konuştuğumuzu sadece konuşan kişi ve/veya firmaların değiştiğini göreceğiz.
Sonuç aynı.İşin
hep geyiğini yapıyoruz [10].
Hepimiz, işin geyiğini ürettik, derken modası geçince unutuverdik.
Sonrasında "sürdürülebilir kalkınma" dolandı
dilimize… Öyle inanırmış gibi konuştuk ki sanırsın kalkınmakla kalmayıp bunu sürdürülebilir hale
getirmede dünya lideri olmuşuz. Tabii ki yok öyle bir şey… Şirketlerin %80'i üçüncü kuşağa varmadan yok olan kültürde "sürdürülebilirdik"
modasını da sürdüremedik. Unutuverdik.
Bilgi toplumu, başka bir sakız oldu ağzımızda… Hemen hepimiz yakasına modernite rozeti asmak istediğinde, sanal dünyanın jargonunu kullandı. Oysa Özal bize "1 milyon bilgisayarımız olsa
Türkiye'yi uçururduk" demişti ama tecelli, sektör uçtu fakat ülke yerinde saydı. 6.5 milyar $'ı en
son model akıllı telefonlara harcadık, "nerdesin aşkım, burdayım aşkım" diyalogunu aşamadık.
İnovasyon son modamız oldu. Hepimizin dilinde, herkesin dikkatindeydi.
Kongreleri konferanslarıyla ülkeyi salladık fakat inovasyon sayesinde aldığımız
mesafe, bir arpa boyu ile sınırlı kaldı. Derken onu da unuttuk. [10]
Singapur: Kişi başına Teknolojik ihracat: 25,000 $
Türkiye: Kişi başına Teknolojik ihracat: 22 $ AMA: Teknik Direktör maaşı
4,000,000 $ [11] Şimdi Endüstri 4.0 var [10] dı. Onu da eskittik. Yeni altı boşaltılacak terimimiz; dijital dönüşüm! Sanayi 4.0
da eskidi
Bu treni kaçırmamak için
Teknopark yapıp duruyoruz. Ama onu da binadan ibaret sanıyoruz.
Dünyanın neresinde 25
yılda teknoparkta vergiden, KDV den muaf durmak var bakmıyoruz. Örnek aldığımızı
söylediğimiz silikon vadisi ABD de vergilerin en yüksek olduğu bölge. Siz
şirketleri suni teneffüs ile ayakta tutarsanız onlar da geyiğini yapar.
Ne ürettiğimizi ölçüyoruz ne de sattığımızı ölçüyoruz. Satılamaz şeylerle dolu bir teknoparkta yerli diye ölü teknolojiye milyarlar yatırıyorsunuz. Zaten inovasyon rekabeti yapamazken toplam 367 milyar dolar dış borcumuz, 2017 yılı içinde bir yılda 200 milyar dolar borç ödemesi, 142.6 milyar dolar ihratcat ve 198.6 Milyar dolar ithalat yani kabaca her yıl 60 milyar dolar borçlanarak ayakta kalan bir ülke olarak bir de parayı çar çur ediyoruz. [23]. Üstelik ihracatın ithalat içeriği de %50’nin üstünde, Teknopark mezarlığına dönüşüyoruz [13]
Silikon vadisi teknokent açıp, vergi muafiyeti getirince
değil, içinde gelişime açık, özgür ve inovatif tarz şirketleri, insanları
barındırdığı için inovasyon yuvası oluyor.[24]
TTGV
Genel Sekreterimiz Dr. A. Mete Çakmakçı bugün Dünya Gazetesi'nde;
"Teknoparklar maalesef elit özelliklerini kaybettiler. Kabul edelim
etmeyelim, hoşumuza gitsin gitmesin Ar-Ge ve teknoloji elit/seçkin bir faaliyet
alanıdır. Destek sistemi bu anlamda "inclusive" değil
"exclusive" özellikler taşımalı. Daha iyi, daha seçkin Ar-Ge yapanı
daha fazla ödüllendirmeli ve cesaretlendirmelidir." Şeklinde bir açıklama
yaptı.[26]
BM’nin Dünya Bankası
istatistiklerine dayanarak hazırladığı tabloda, Türkiye’de ileri teknoloji
ürünlerinin toplam ihraç edilen ürünler içindeki oranının 2002’de de, 2012’de
de %1,8’le sabit bir seyir izlediği belirtilmektedir. Buna karşın bakanlık tarafından yapılan
değerlendirmelerde ise Ekonomi Bakanı, Türkiye'nin inovasyon ve Ar-Ge açığı
bulunduğunu belirterek, "Yüksek teknoloji ürünleri ihracatı, son 10-12
yılda yüzde 6'dan yüzde 3'e düştü. İhracatın içinde yüksek teknoloji
ürünlerinin payını yüzde 3'lerden çok yükseklere, yüzde 20'lere çıkarmak
gerekiyor" dedi [13]
Tablo1: G20
Ülkelerinin toplam imalat sanayi ihracatlarında ileri teknoloji ürünlerin payı
(%), 1992&2012
Kaynak: Dünya Bankası WDI
Veritabanı
Okuduğum
bir yazıdan aklımda Silikon vadisinde her yıl yaklaşık 4000 şirket kuruluyor ve
bunların %97 si 3. yıla çıkamıyor diye kalmış. Silikon vadisinde de vergi
muafiyeti, KDV muafiyeti , AR-GE desteği vs.. vs.. gibi destekler olmadığı gibi
Kaliforniya verginin en yüksek olduğu eyalet. Bizde ise tam tersi, teknoloji
geliştirme merkezine bir giren 25 yıl çıkmıyor. İyi çıkmasın da başarı nerede?
Ölçülmediği için de az da olsa başarılı olan da gözden kaçıyor.
Çözüm
Sorun tespitinde
bulunanların illa da çözüm önermesi gerektiği fikrine katılmasam da (Hasta
problemi bilir ama çözümü bilmez) bu konu ile ilgili diyebileceğim şeyler
olduğu için önerilerim olacak.
Önce tespitler
· Yolsuzlukta önlerdeyiz, hatta ‘Akademik hırsızlık’ da da önlerdeyiz. Türkiye’de tezlerin üçte birinden fazlasında ‘ağır intihal’ var [14]. Ayrıca intihal da bir ahlaksızlık ve suç olarak algılanıyor mu? O da soru işareti. Geçenlerde yaşadığım bir olay; uzmanı olduğunu iddia ettiği bir konuda intihal yaptığı ile itham edilen (sağlam delilleri ile birlikte) kişiler uzman olarak kurumlara aynı konuda eğitim&danışmanlık vermeye devem ediyor.
· Özgürlükler konusunda özürlüyüz [15]. Küresel ekonomik özgürlük raporunda sonlardayız. [16]
· Bilim üretemiyoruz, ilk 400 de bir üniversitemiz bile yok. Patent üretemiyoruz.
·
Patent liginde adımız bile yok
·
Eğitimde yokuz. Türkiye’de diploma seviyesi yükseldikçe işsizlik artıyor OECD’ye göre
diğer ülkelerin aksine Brezilya, Kore, Meksika ve Türkiye’de lise mezunları,
ilk ve ortaokul diploması olanlardan daha fazla işsiz kalıyor
·
Hatta ne kadar Müslümanız? The George Washington Üniversitesinden
iki bilim adamı, Scheherazade S. Rehman ve Hossein Askari bir çalışma
yapmışlar. Çalışmanın adı “Müslüman Ülkeler Ne Kadar İslami?” (How Islamic are
Islamic Counries?) [17,18] Türkiye 103 . sırada
·
Allah (c.c) oku emrine muhatap olup onu
diploma al a çevirmiş bir toplumuz
·
İyi üniversitelerden mezunlarımız
yabancılara hizmet etmekte ve AR-GE den uzak durmada, üretimden uzak durmada yarışıyor.
[19] . Ya yabacı şirketlerde ya da hizmet sektöründeler. Yorulmaktan ve
rekabetten kaçıyorlar. Eğer üretim yapan bir firmada iseler de mümkünse üretim
işinden uzak, satış, pazarlama, yönetimsel pozisyonları arıyorlar. Zaten AR-GE
hak getire!
·
İş dünyası ahlak, yolsuzluk, eğitim,
inovasyonu nasıl işliyor ki çıktısı 2013/4 BIST
piyasa değeri 340 Milyar Dolar 2017/1 BIST piyasa değeri 169 Milyar Dolar
olabiliyor.
·
Yanlış olan gelenekler,
özellikle de eğitim, çalışma, terleme konularında [20]
·
Türkiye'de işini iyi
yapan değil, bağlantısı olan zengin olur.//Dr.Enver PEKER fikri yaygın maalesef
·
İş dünyasının
yaklaşımındaki problemler [21]
·
Inovasyon yapamıyoruz.
·
Global bir markamız yok
Dünyanın ilk 500 markasının ülkelere dağılımı (2015)
·
AR-GE deki durumu yansıtan Geliyoo örneği
[22]
·
Temel bilimlere önem
vermeyen ve yatırım yapmayan bir ülke, teknokent'lerden medet umarmış gibi
yapıyor.
·
İthalat engelleyici
veya milli olma özelliği taşımayan işlere arge teşviği verilmemeli. operatör,
banka gibi büyük şirketler ve askeri şirketlerin yanısıra okey oyunu, yerli
içerik sitesi gibi tr dışına hiçbir değer üretmeyen işlere vergi teşvikleri yok
edilmeli. butik mühendislik evlerinin üst düzey yetenekleri işe alabilmesi
kolaylaştırılmalı. büyük kurumda memuriyet öğreniliyor, inovasyon için startup
satınalması yapılıyor. bu düzene bir devrim şart. Teknokent yönetimleri kendi
seçimleri ile, regulasyon eli yapılan bu yıkımı çok dar kapsamda
düzeltebilirler. [28]
·
Birbirini kandırma: Onların şirketlerinde onların
ürünlerini daha fazla satmak için satış ve pazarlama yöneticisi olarak iyi
maaşlarla çalışırken "nasıl düzelecek bu ülkenin hali" diyerek
ne yapıyoruz?.
· Kendimiz kandırıyoruz, birbirimizi kandırıyoruz: Sadece MIT mezunları toplamının Amerikan ekonomisine katkısının 100 Milyar Dolardan fazla olduğu söyleniyor. Türkiye'nin sayılı üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesinde düzenlenen organizasyonda ise bir profesyonel yöneticinin öğrencilere "Startup kurmayın günün sonunda biz büyük vendorları tercih edeceğiz, bunun yerine Kamu Kurumlarında çalışın kendinizi en iyi orada geliştirirsiniz" şeklindeki telkinlerini anlamakta güçlük çekiyorum. Üzgünüm, çok üzgünüm ama utanç verici. // Yasin SURER -TRAPMINE,
·
Büyürken bile kendi ayağımıza sıkıyoruz. ABD her %1 büyümede istihdamı %0,6 artırabilirken TR'de
ekonomi büyürken istihdam düşüyor. Maalesef, üretime değil tüketime dayalı
büyüyoruz.
·
Dürüstlük ve doğru bildiği şeyin
arkasından gitmeyi Ertuğrul dizisinde Aliyar bey yapınca izlemek hoşumuza
gidiyor ama bize sıra gelince “Alimin salağı ben miyim”, “böyle gelmiş böyle gider, ben mi
kurtaracağım” diyoruz.
·
Korkuyoruz. Onun için de rüzgâr ne taraftan
eserse oraya dönüyoruz. Gemi hedefe varmıyor.
·
Hata yapan bizdense, eş, dost, akraba,
maaş aldığımız şirket, maddi-manevi çıkar elde ettiğimiz bir yer ise hatalarını
savunuyoruz.
·
Toplum olarak biz Fatih Sultan Mehmet ile
Ermeni mimar hikayesini (olay gerçek) okumayı seviyoruz, uygulamayı değil!
Her şeyi tüketiyoruz. Sadece
Tüketiyoruz!!!
Çözüm önerileri
·
Hz. Ali'nin bir sözü: İyi
ve kötü insana aynı değeri vermek doğru değildir, bu suretle birincisini
iyilikten soğutur, ikincisini kötülük yolunda cesaretlendirirsin.
·
Ekonomi'de en önemli
unsur güvendir. Güveni sağlayacak şeyler: Hukukun üstünlüğü, Şeffaflık,
Finansal rakamların doğruluğudur. //Prof. Dr Özgür Demirtaş
·
Motivasyon, ahlaki
altyapı, rekabet, istek ve eko sistem (Teknolojik fiziksel altyapı, birbirini
tamamlayan şirketlerden oluşan fiziksel veya sanal kampüsler, ehil personel ve
bu personel yetiştirecek üniversiteler) olmadan dan AR-GE den global rekabet
edebilecek ürün çıkmaz.
·
Ölçümleme. Son 20,30,50
yıldır yaptıklarımızla geldiğimiz yeri beğenmiyorsak yaptıklarımızı
değiştireceğiz. Aptallığın En Büyük Kanıtı, Aynı Şeyi Defalarca Yapıp Farklı
Bir Sonuç Almayı Ummaktır. // A. Einstain
·
Üniversitelerin sorunu: "Bilgi malumat değildir. Bilmenin tek yolu
deneyimlemektir." //A. Einstain
·
Ahlak: Bir
sürü negatif hikâye duyarız. Toplumumuz bunlara uyanıklık olarak bakıyor ve neden
bunu ben de yapıp köşeyi dönmedim diye hayıflanıyor.!. Yolsuzluk çokça
karşılaşın bir olgu[25]. Genel manada kişiden kurumlara kadar üstün bir ahlak
anlayışımız olmalı. Yaptığı işte kusur olduğunu düşünen (bizim köprüde çalışan)
ve intihar eden Japonu düşünün!! Diyeceksiniz ki parantez içinde “gavur”
ülkelerde ahlak mı var! Ahlakın
şartı din değildir. Asıl olan vicdan sahibi olmaktır
·
Liyakat
·
Çalışkanlık
·
Üretme aşkı
·
Başkasının
hakkını yememe: Ülkenin kısıtlı AR-GE kaynağını global rekabete edebilecek bir
şey üretmeyeceğini bile bile harcamak, yapabilecek birinin hakkını yemektir.
·
Terlemeden
ve kestirmeden olmaz. Google ı düşünün. Dünyanın ilk 5 deki üniversitesi
Stanford da doktoraya kadar gel, sonra her şeyi arkada bırak garajda 3 yıl
çalış. ABD deki başarılı girişimcilerin eğitim durumlarını inceleyin
·
Para
kazanmak üretmek ve faydalı olmakla eşdeğer değildir
·
Maaş almak üretmek
ve faydalı olmakla eşdeğer değildir
Referanslar
15. http://www.haberturk.com/dunya/haber/1227669-turkiye-basin-ozgurlugu-siralamasinda-151-siraya-dustu
25. http://www.abcgazetesi.com/erdogan-muteahhitler-acimasiz-bir-sekilde-yolsuzluk-yapiyor-41500h.htm
Yazının orjinali:
https://www.slideshare.net/anetertugrul/hep-in-geyiini-yapyoruz-arge-novasyon-endstri-40-ahlak-eitim-patent-ve-dahi-akla-ne-gelirse