Bunun için öncelikle Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet’te olan ahir
zaman kavramını hatırlatmak gerekir. Aşağıdaki hadisler o zamana bakıyor.
Bugünkü toplum daha az bozulmuş halinin fotoğrafını uzun zaman önce Nurettin
Topçu çekmiş. "Bugün içimizde yapmak, yaratmak, yaşatmak ideali nedir
bilmeyerek, sırf kazanmak, apartman, otomobil sahibi olmak için yaşayanlar
çoğalmaktadır.
Medeniyet, satın alınır zannettik, elbiseyi aldık, insanı göremedik bile ve
hazır aldığımız bu teknik, sahibi tarafından kullanılamayan, sahibine yabancı
bir gizli el tarafından sahibinin hesabına ve onun varlığında kullanılan bir
bıçak gibi, benliğimizde derin yaralar açtı.
Biz ağacı yetiştirmeden meyvesini toplamaktan zevk aldık. Hakikat
aşkını duymuş nesiller yetiştirmeden, insan hayatının değerine dair bir cümle
öğretmeden, ilmin meyveleri olan, hakikatin yemişleri olan teknik vasıtaları
memlekete doldurduk. Netice ne oldu? Memleketin büyük kütlesi adeta mağara
devrinin hayatını yaşarken, iki şehir teknik harmanı haline getirildi.
Üniversitelerine dünyanın her tarafından mütehassıslar getirilen milletin
genç nesilleri bünyesiz, çelimsiz ve öksürüklü bir hale geldi. Avrupa ve
Amerika'nın üniversiteleriyle kendi üniversitelerinden şu son devirde binlerce
mühendis çıkarmış olan bir millet,
kendi yolsuz yurdunda kuşlar gibi uçmak ihtiyacındadır. "
İnsanların büyük kısmı ya yanılmadıklarını zannederler veya yanıldıklarını
kabul etmezler. Bundan dolayı da değişim istekleri yoktur. Peygamber
efendimiz diyor ki
"İnsanlara öyle aldatıcı yıllar gelecek ki o yıllarda yalancılar
tasdik edilecek, doğru söyleyenler ise yalanlanacak. Keza o yıllarda haine
itimat edilecek, emin (güvenilir) kimseye hainsin denilecek." İbni Mace, Fiten 24
Yine Efendimiz (s.a.v) buyurur ki; "Sizin
üzerinize öyle bir zaman gelecek ki o vakit siz, iyilikleri emretmeyen ve
kötülükleri yasaklamayan kimselerin en hayırlı kişiler olduğunu
düşünürsünüz." (Ali el-Müttaki, Kenz, III, 686/8462)
Hatta Peygamberimizin ifadesi ile mü'min kendisini saklamaya çalışır. Yani doğru,
dürüst, ahlaklı, ticaretinde dürüst, memuriyetinde dürüst, rüşvet almayan, yere
tükürmeyen, trafik ışığında sırasını bekleyen gerçek mü’minler saklanmak,
gizlenmek zorunda kalacak.
"Öyle bir zaman gelir ki, o zaman insanların içinde mü'min kendisini
saklamaya çalışır, gizlenir; şu gün, şu anda, bu asr-ı saadette sizin
aranızda münafığın kendisini gizlemeye çalıştığı gibi, saklandığı gibi, o zaman
da mü'min saklanmaya çalışır, kendisini gizler." Râmûzül-Ehàdîs 5041
Ve diğer hadsinde de
“İnsanlar üzerine bir zaman gelecek ki, şimdi sizin aranızda münafığın
gizlendiği gibi, mü’min gizlenecek” (Ali el-Müttakî, XI, 176/31111)
Yani doğru, dürüst, ahlaklı, ticaretinde dürüst, memuriyetinde dürüst,
rüşvet almayan, yere tükürmeyen, trafik ışığında sırasını bekleyen gerçek ml’minler
saklanmak, gizlenmek zorunda kalacak. Aslında gerçek Müslüman ve mü’min vasfına
haiz insanlar o kadar azalacak ve saklanacak ki toplumun neredeyse geri
kalan tamamı onları anlayamayacak.
Yukarıdaki hadisi şeriflerin hepsinde iyilerin çok az olduğu ve kötülük ve
yanlışın toplumu kapladığı ve toplumun da bunu doğru, hayırlı bildiğini aslında
doğrunun toplumun çok çok az bir kısmı belki %1-2 si olduğunu söylüyor.
La Rochefoucauld de der ki "Toplum, gerçek değerden çok yalancı
değerlere önem verir"
"Mescitler, binerli binerli gruplarla, hatta daha
çok sayıda cemaatlerle dolup taşacak; lakin içlerinden tek bir mümin
çıkmayacaktır" (Gümüşhanevî, Ramuz, 2/3742).
Yani günümüzde topluluklar (çoğunluk) hatada bile
isteye ısrar edecek, haklı olduklarını düşünerek yanlışta ısrar edecekler.
İnsanlara rol
model olamıyorsanız, onlar size bakıp dünyevi ve manevi olarak özenmiyorsa,
imanınızı gözden geçirin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder