Bu Blogda Ara

25 Ekim 2019 Cuma

Toplum Baş Aşağı Giderken Nasıl Olur Da Uzaya Çıktığını Zanneder?


Bunun için öncelikle Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet’te olan ahir zaman kavramını hatırlatmak gerekir. Aşağıdaki hadisler o zamana bakıyor.

Bugünkü toplum daha az bozulmuş halinin fotoğrafını uzun zaman önce Nurettin Topçu çekmiş. "Bugün içimizde yapmak, yaratmak, yaşatmak ideali nedir bilmeyerek, sırf kazanmak, apartman, otomobil sahibi olmak için yaşayanlar çoğalmaktadır.
Medeniyet, satın alınır zannettik, elbiseyi aldık, insanı göremedik bile ve hazır aldığımız bu teknik, sahibi tarafından kullanılamayan, sahibine yabancı bir gizli el tarafından sahibinin hesabına ve onun varlığında kullanılan bir bıçak gibi, benliğimizde derin yaralar açtı.
Biz ağacı yetiştirmeden meyvesini toplamaktan zevk aldık.  Hakikat aşkını duymuş nesiller yetiştirmeden, insan hayatının değerine dair bir cümle öğretmeden, ilmin meyveleri olan, hakikatin yemişleri olan teknik vasıtaları memlekete doldurduk. Netice ne oldu? Memleketin büyük kütlesi adeta mağara devrinin hayatını yaşarken, iki şehir teknik harmanı haline getirildi.

Üniversitelerine dünyanın her tarafından mütehassıslar getirilen milletin genç nesilleri bünyesiz, çelimsiz ve öksürüklü bir hale geldi. Avrupa ve Amerika'nın üniversiteleriyle kendi üniversitelerinden şu son devirde binlerce mühendis çıkarmış olan bir millet,
kendi yolsuz yurdunda kuşlar gibi uçmak ihtiyacındadır. "

İnsanların büyük kısmı ya yanılmadıklarını zannederler veya yanıldıklarını kabul etmezler. Bundan dolayı da değişim istekleri yoktur. Peygamber efendimiz diyor ki


"İnsanlara öyle aldatıcı yıllar gelecek ki o yıllarda yalancılar tasdik edilecek, doğru söyleyenler ise yalanlanacak. Keza o yıllarda haine itimat edilecek, emin (güvenilir) kimseye hainsin denilecek."  İbni Mace, Fiten 24

Yine Efendimiz (s.a.v) buyurur ki; "Sizin üzerinize öyle bir zaman gelecek ki o vakit siz, iyilikleri emretmeyen ve kötülükleri yasaklamayan kimselerin en hayırlı kişiler olduğunu düşünürsünüz." (Ali el-Müttaki, Kenz, III, 686/8462)


Hatta Peygamberimizin ifadesi ile mü'min kendisini saklamaya çalışır. Yani doğru, dürüst, ahlaklı, ticaretinde dürüst, memuriyetinde dürüst, rüşvet almayan, yere tükürmeyen, trafik ışığında sırasını bekleyen gerçek mü’minler saklanmak, gizlenmek zorunda kalacak.

"Öyle bir zaman gelir ki, o zaman insanların içinde mü'min kendisini saklamaya çalışır, gizlenir;  şu gün, şu anda, bu asr-ı saadette sizin aranızda münafığın kendisini gizlemeye çalıştığı gibi, saklandığı gibi, o zaman da mü'min saklanmaya çalışır, kendisini gizler." Râmûzül-Ehàdîs 5041

Ve diğer hadsinde de
“İnsanlar üzerine bir zaman gelecek ki, şimdi sizin aranızda münafığın gizlendiği gibi, mü’min gizlenecek” (Ali el-Müttakî, XI, 176/31111)





Yani doğru, dürüst, ahlaklı, ticaretinde dürüst, memuriyetinde dürüst, rüşvet almayan, yere tükürmeyen, trafik ışığında sırasını bekleyen gerçek ml’minler saklanmak, gizlenmek zorunda kalacak. Aslında gerçek Müslüman ve mü’min vasfına haiz insanlar o kadar azalacak ve saklanacak ki toplumun neredeyse geri kalan tamamı onları anlayamayacak.

Yukarıdaki hadisi şeriflerin hepsinde iyilerin çok az olduğu ve kötülük ve yanlışın toplumu kapladığı ve toplumun da bunu doğru, hayırlı bildiğini aslında doğrunun toplumun çok çok az bir kısmı belki %1-2 si olduğunu söylüyor.

La Rochefoucauld de der ki "Toplum, gerçek değerden çok yalancı değerlere önem verir"


"Mescitler, binerli binerli gruplarla, hatta daha çok sayıda cemaatlerle dolup taşacak; lakin içlerinden tek bir mümin çıkmayacaktır" (Gümüşhanevî, Ramuz, 2/3742).

Yani günümüzde topluluklar (çoğunluk) hatada bile isteye ısrar edecek, haklı olduklarını düşünerek yanlışta ısrar edecekler.
İnsanlara rol model olamıyorsanız, onlar size bakıp dünyevi ve manevi olarak özenmiyorsa, imanınızı gözden geçirin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder