Bu Blogda Ara

29 Nisan 2021 Perşembe

Ahbap Çavuş Kapitalizmi ve Ehliyet

Bazı toplumlarda ne kadar işini iyi yapsan da, ne kadar kaliteli ekibin olsa da, ne kadar ürünün ve çözümün iyi olsa da, iş yapamazsınız. Mahfi Eğilmez 2014 yılında[1] "Türkiye, ahbap çavuş kapitalizminin tam ortasında yer alan ülkelerden birisi. İş dünyasıyla, medyasıyla, sendikasıyla, üniversitesiyle, bürokrasisiyle, bağımsız olması gereken kurumlarıyla siyasal iktidarla bütünleşme zorunluluğu içinde görünüyor. Aksi takdirde iş yapma ya da yaşama şansı yok denecek kadar az." diyor. 2021 yılında yazdığı bir makalede de Fehmi Koru [2] "Dindardan ve milliyetçiden geçilmiyor, ancak soygun da yolsuzluk da yapılabiliyor.. Neden?" diye soruyor.

“(Ey Müminler) Allah size (görev, yetki ve sorumluluk gibi tüm) emanetleri ehline teslim ve tevdi etmenizi, insanlar arasında (ortaya çıkan herhangi bir ihtilafı çözüme kavuşturmak üzere) hakemlik yaptığınız zaman da adalet ve hakkaniyetle hüküm vermenizi emreder. Bakın, Allah size bir öğüt veriyor. (Unutmayın ki) Allah her şeyi işitir, her şeyi görür.” (Nisa, 4/58)

Ayeti ortada iken, hatta Allah böyle bir emir vermese bile toplumların gelişmesi, refah içinde yaşamaları için zaten insan aklının da bunun böyle olması gerektiğini bulması ve bilmesi gerekir.

Allah'ın emrine uymayınca veya bu gerçeği akıl edemeyince uzaklarda olsa bile kalbi ve aklı vatanı, milleti için çarpan herkes gibi Prof. Dr. Selçuk. R. Şirin da "Memleketten derin bir hüzünle ayrıldım bu sefer..." [3] diyebiliyor.

Çok iyi bir ürün, çok iyi bir çözüm, çok dürüst bir insan, çok ahlaklı bir firma olmak  Ahbap Çavuş Kapitalizmi için yeterli değil. Yukarıdan birisi, o bizden değil, bizim mahallenin haksızlıklarına susmuyor, o çok eleştiriyor, her gördüğü kötülüğü eleştiriyor deyip üzerinizi çizebiliyor, bunu yaparken de vatanını savunduğunu sanarak, sevap kazandığını düşünerek yapabiliyor.

“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.”  

Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17

Referanslar

1-https://www.mahfiegilmez.com/2014/05/ahbap-cavus-kapitalizmi.html

2-https://fehmikoru.com/dindardan-ve-milliyetciden-gecilmiyor-ancak-soygun-da-yolsuzluk-da-yapilabiliyor-neden/

3- https://twitter.com/SelcukRSirin/status/1387400865737322498?s=20

25 Nisan 2021 Pazar

Herkesin Bildiği Sırlar

Bu günlerde bir görmezden gelme salgını yaşıyoruz. Milyonlarca takipçisi olan sosyal medya fenomenleri, linkedin, twitter da on binlerce, yüzbinlerce takipçisi olan bir çok meslekten erbap kişiler suya sabuna dokunmadan hayatlarına devam etmeyi seçti.

Prof. Dr. Arman Kırım "Mor İneğin Akıllısı" kitabında diyor ki:

Ben ne zaman konferanslarımda belli tehlikelere işaret etsem, moral bozmak ile itham edilmişimdir. Bu deneyimlerim sonunda şunu öğrendim: eğer bu ülkede insanları etkileyen bir konuşmacı olmak istiyorsanız, zinhar gerçeklere değinmeyeceksiniz; sadece ve sadece onların duymak istedikleri güzel şeyleri söyleyeceksiniz, stratejilerini doğrulayacaksınız, ne kadar akıllı işler yapmakta olduklarını onaylayacaksınız.

Dolayısı sebebi belli.

Şu anda herkesin bildiği sırlar var. Suçlular suçsuz, suçsuzlar suçlu, açlar tok, toklar aç, haklılar güçsüz, haksızlar güçlü.

Bu hep böyledir. Şimdi sır olanlar gelecekte aşikâr olunca; şimdi o sırları görmezden gelenler o zaman da en çok biz görmüştük diye bağıranlar olacaklar.

Sıcak gündem olarak ABD nin Ermeni soykırımını tanımasını tartışılıyor, kimse iki taraf da zulüm görmüş diyemiyor, veya 6-7 eylüldeki olayları bir Müslüman toplum nasıl yapabildi? Onları yapan toplumlar neler yapabilir diye? kafa yormak ve akıl yürütmek yerine herkesin bildiği sırlar olarak kalıyor bunlar. Neler olduğuna çok çok ufak bir kesit ile hissetmek isteyen FB'nin efsane futbolcusu, Futbolun ordinaryüsünün şu sözlerine baksın:
Lefter Küçükandonyadis: "En kötüsü harçlık verdiğim çocuklar evime saldırdı"
"Vurun şu gavura diye bağırıyorlardı. 15 gün önce gol attığımda omuzlardaydım. En kötüsü harçlık verdiğim çocuklar evime saldırdı. Evde ne pencere, ne kapı kaldı. Kızlarım küçüktü, öldürmeye kalktılar"
Dün yere göğe sığdıramadığını bir gün sonra katletmeye kalkan bir toplum!

Memlekette ölümcül derecede beyin göçü oldu, 2018 de ben bunları ön gördüğümde aforoz ediliyordum. Şimdi çokça görülüyor. Ama ne oluyor 2018 de beni aforoz edenlerden biri bile hocam arkandan böyle böyle demiştik yanılmışız demedi. Bunu niye anlattım; herkesin bildiği bu sırlar açık edene zarar vermez hale gelmeden önce açık eden biri olursa onun çekeceği vardır, bu sırlar zararsız veya çıkarlara dokunmaz hale gelince de önce o aforoz edenler bağırmaya başlar biz  de kötülüklere karşı çıkmıştık diye.

“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.”
Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17

Bazı toplumlarda temiz ve dürüst olmak imkansızdır. En kötü sizi aralarından çıkarırlar

Lût kavminin Hz. Lût’a söylediği şu sözü Kur'an haber veriyor: “Çıkarın şunları kentinizden/yurdunuzdan. Bunlar temizlik ve dürüstlükte aşırı derecede titizlik gösteren insanlar.” (A’raf, 82; Neml, 56)

23 Nisan 2021 Cuma

Dürüstlük ve Ahlak

Bizim toplumda kral çıplak demek yoktur. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun dediği gibi dürüstlüğün bedeli vardır ve ödetirler. Bu bedel, bazen mahrumiyetlerdir,  bazen de daha ötesi.

Atalarımız doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar sözü dürüstlüğün bedeline işaret etmektedir.

Prof. Dr. Arman Kırım "Mor İneğin Akıllısı" kitabında diyor ki:
Ben ne zaman konferanslarımda belli tehlikelere işaret etsem, moral bozmak ile itham edilmişimdir. Bu deneyimlerim sonunda şunu öğrendim: eğer bu ülkede insanları etkileyen bir konuşmacı olmak istiyorsanız, zinhar gerçeklere değinmeyeceksiniz; sadece ve sadece onların duymak istedikleri güzel şeyleri söyleyeceksiniz, stratejilerini doğrulayacaksınız, ne kadar akıllı işler yapmakta olduklarını onaylayacaksınız.

Bir insan ya dürüsttür ya da değildir. İkisi birden olamaz.

Türkiye’nin bir numaralı problemi ahlak. İkinci sorunu vasatlık diyor Prof. Dr. Emre Alkin 

Allah emrediyor:

"Allah size, mutlaka emanetleri [işleri] ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle davranmanızı emreder." [Nisa 58],

"Namuslu bir hikayen varsa, seni kimse satın alamaz." diyor eski başbakanlardan ve gazeteci Bülent Ecevit. 

Bu dünyada doğruyu söylemekten daha zor, dalkavukluk yapmaktan daha kolay bir şey yoktur sözü de Dostoyevski ye ait.

Bu söz ahlaksızlığın neden yaygın olduğunu anlatıyor; çünkü kolay.

Lût kavminin Hz. Lût’a söylediği şu sözü Kur'an haber veriyor: “Çıkarın şunları kentinizden/yurdunuzdan. Bunlar temizlik ve dürüstlükte aşırı derecede titizlik gösteren insanlar.” (A’raf, 82; Neml, 56)

Demek ki kirliler temizleri istemezler ve ne hikmetse bazı toplumlarda kirliler güçlü

Yaşar Nuri Öztürk  Enbiya suresinde:

“Lut’a da hükmetme gücü/yargılama yetisi ve ilim verdik. Onu, pislikler üretip duran bir kentten/bir ülkeden kurtardık. O kentte/ülkede yaşayanlar yoldan çıkmışlardan oluşan bir kötülük toplumuydu.” (Enbiya, 74)

Hz. Lût’un belirgin niteliği anlatılırken şöyle deniyor diyor:

İnsanoğlu, bazı zamanlarda ve zeminlerde, temizlik ve dürüstlüğüyle seçkinleşen kadrolardan rahatsız olabiliyor, onlara düşman kesilebiliyor, onları sırf bu nitelikleri yüzünden yerlerinden yurtlarından sürüp çıkarabiliyor.

Firavun'a karşı çıkmak yetmez, Musa'nın yanında olmak gerekir. 

Muhsin Yazıcıoğlu

11 Nisan 2021 Pazar

2021 Karalamaları

Düşüncelerinize katılmıyorum ama onu ifade edebilme hakkınızı ölümüne savunurum! 

Voltaire 


ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR 

Hz.Ömer 


Aklı öldürürsen, Ahlak da ölür.

Akıl ve Ahlak öldüğünde,

millet bölünür.

Kadı'yı satın aldığın gün Adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün:

Devlet de ölür....

Fatih Sultan Mehmet 


Şüphesiz ki Allah, emanetleri ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletli olmanızı size emreder. 

(Nîsa 58)

Bunlar gibi binlerce on binlerce söz, çokça hadis ve ayet bulabilirsiniz.  

 Mağduriyet mevsimlerinde, bu sözler mağdurların işine geliyordur, önemli olan her zaman bu sözlere bağlı kalabilmek.

Geçenlerde rahmetli Mehmet Ali Birand  eşi Cemre Birand'ın bir paylaşımına rastladım. Cemre hanım mahalle meselesine çok güzel bir atıfta bulunmuş.



https://twitter.com/Cemrebirand1/status/1379515540490887169?s=20

paylaşımın altına yapılan yorumlar da hemen senin mahallen, benim mahalleme dönüşmüş.

Bu mahalle kavgası ile ilgili çok meşhur bir sözü sanatçı Sabahat Akkiraz paylaşmış



https://twitter.com/sabahatakkiraz/status/1379510127988985858?s=20


The World Justice Project, (WJP) her yıl Hukukun Üstünlüğü Endeksi açıklıyor.

https://www.dogrulukpayi.com/bulten/dunya-genelinde-hukukun-ustunlugu-ilkesine-baglilik-azaliyor

Diyelim ki şöyle bir durum var. Bu endekse göre 106. sırada olan Mali mahkemeleri birinci sırada olan Danimarka mahkemelerine bu adam bizde suç işledi, bunlar da belgeleri ve bu adam sizin memleketinizde dese ve siz de hukukun gereğini yerine getirin dese ve Danimarka mahkemeleri tam tersi bir karar verse kime güvenirsiniz. İşte bu güveni sağlayan her mahalleye aynı adalet ve hukuku uygulamaktan geçiyor. Bilirsiniz ki Danimarka Mahkemeleri babasının oğluna  bile torpil geçmez.

Örnek olarak geçenlerde "Covid-19 yasaklarını delen Norveç Başbakanı Solberg’e para cezası kesildi" haberine rastladım.

https://www.cnnturk.com/dunya/covid-19-yasaklarini-delen-norvec-basbakani-solberge-para-cezasi-kesildi

Norveç emniyetinden polis şefi Ole Saeverud Şubat ayında 60’ıncı yaş gününü bir dağdaki restoranda 13 aile ferdiyle birlikte kutlayan Solberg’e 20.000 Norveç kronu (yaklaşık 16.000 TL) para cezası kesildiğini söyledi. O dönemde 10’dan fazla insanın bir araya gelmesinin yasak olduğunu söyleyen Saeverud, “Benzer durumlarda ceza kesmiyoruz fakat başbakan hükümetin kurallarına uymak zorunda. Yasalar hepimiz için aynı ve hepimiz kanun karşısında eşit değiliz. Dolayısıyla kamuoyunun güvenini sağlamak için ceza kestik” dedi.

"Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunamaz."  Atatürk.

Peki biz bu tür haberleri neden Müslüman ülkelerden duymuyoruz?

Allah bizi insan eyleye!…”