Bizim toplumda kral çıplak demek yoktur. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun dediği gibi dürüstlüğün bedeli vardır ve ödetirler. Bu bedel, bazen mahrumiyetlerdir, bazen de daha ötesi.
Atalarımız doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar sözü dürüstlüğün bedeline işaret etmektedir.
Prof. Dr. Arman Kırım "Mor İneğin Akıllısı" kitabında diyor ki:Ben ne zaman konferanslarımda belli tehlikelere işaret etsem, moral bozmak ile itham edilmişimdir. Bu deneyimlerim sonunda şunu öğrendim: eğer bu ülkede insanları etkileyen bir konuşmacı olmak istiyorsanız, zinhar gerçeklere değinmeyeceksiniz; sadece ve sadece onların duymak istedikleri güzel şeyleri söyleyeceksiniz, stratejilerini doğrulayacaksınız, ne kadar akıllı işler yapmakta olduklarını onaylayacaksınız.
Bir insan ya dürüsttür ya da değildir. İkisi birden olamaz.
Türkiye’nin bir numaralı problemi ahlak. İkinci sorunu vasatlık diyor Prof. Dr. Emre Alkin
Allah emrediyor:
"Allah size, mutlaka emanetleri [işleri] ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle davranmanızı emreder." [Nisa 58],
"Namuslu bir hikayen varsa, seni kimse satın alamaz." diyor eski başbakanlardan ve gazeteci Bülent Ecevit.
Bu dünyada doğruyu söylemekten daha zor, dalkavukluk yapmaktan daha kolay bir şey yoktur sözü de Dostoyevski ye ait.
Bu söz ahlaksızlığın neden yaygın olduğunu anlatıyor; çünkü kolay.
Lût kavminin Hz. Lût’a söylediği şu sözü Kur'an haber veriyor: “Çıkarın şunları kentinizden/yurdunuzdan. Bunlar temizlik ve dürüstlükte aşırı derecede titizlik gösteren insanlar.” (A’raf, 82; Neml, 56)
Demek ki kirliler temizleri istemezler ve ne hikmetse bazı toplumlarda kirliler güçlü
Yaşar Nuri Öztürk Enbiya suresinde:
“Lut’a da hükmetme gücü/yargılama yetisi ve ilim verdik. Onu, pislikler üretip duran bir kentten/bir ülkeden kurtardık. O kentte/ülkede yaşayanlar yoldan çıkmışlardan oluşan bir kötülük toplumuydu.” (Enbiya, 74)
Hz. Lût’un belirgin niteliği anlatılırken şöyle deniyor diyor:
İnsanoğlu, bazı zamanlarda ve zeminlerde, temizlik ve dürüstlüğüyle seçkinleşen kadrolardan rahatsız olabiliyor, onlara düşman kesilebiliyor, onları sırf bu nitelikleri yüzünden yerlerinden yurtlarından sürüp çıkarabiliyor.
Firavun'a karşı çıkmak yetmez, Musa'nın yanında olmak gerekir.
Muhsin Yazıcıoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder