Bu Blogda Ara

27 Haziran 2021 Pazar

Hakikat Sonrası Çağda Türkler

East Anglican Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada 15 farklı ülke ve kültürden insanlara 100 dolar ödüllü bir müzik sınavı gönderiliyor. Bazı sorular basit fakat bazıları o kadar zor ki birinden (veya internetten) yardım almadan bilmeniz imkansız. Katılanlara yardım alamayacakları da tembihleniyor.

Buna rağmen en çok yüzde yüz doğru cevap kitapçığı Türkiye’den geliyor. Sonuç çok net: Ya hepimiz birer müzik dahisiyiz ya da bildiğin yalancıyız. Araştırmacılar ikincisinde karar kılmış. ( Araştırma: https://goo.gl/xMPMRg )

Aşağıdaki harita farklı ülkelerde bireyler arası güven endeksi aynı sonucu tekrarlıyor. Bu konuda pek benzerimiz yok gibi. (Kaynak: https://goo.gl/Z09M7J)


Bizi aldatan bizden değildir //Hz. Muhammed


Ralph Keyes Hakikat Sonrası Çağ: Günümüz Dünyasında Yalancılık Ve Aldatma adlı kitabında şöyle diyor



Buradan da anlaşılıyor ki bu kötü işleri yapanlar değil zarar görmek el üstünde tutulacaklar. Bir ceza görmeyecekler, maddi, manevi bir zarar görmeyecekler, hapse atılmayacaklar. Aksine fayda görecekler.

Nurettin Topçu diyor ki

“Hizmetine ömrümü harcadığım memlekette, dostlarım kalmadı gibi bir şey. İnsanın düşkünlüğünü, sefaletini bilirdim ama ruh sefaletinin bu kadar karanlığını görmemiştim. İnsan diye emek verdiklerimin hemen hepsi de ruh ve mana mefhumuna yabancı, menfaat kölesi bir takım haşerelermiş. Ahlâksızlığın ummanı olan bu Şark’ı, yaşadıkça tanıyorum. Burada insanı fenerle arayanlar yanılmamışlar. ‘Müslüman’ız diyen insan yığını’ yok mu? Onlar, Şark’ın en aşağı tabakasını teşkil ediyor. Yaşanan şekliyle Müslümanlık Şark’ı bitirmiş. Buraya artık ne ilim girer, ne ahlâk, ne de Allah uzanır bunlara…
Bunların önce her şeyi bırakıp, insanlık devrine girmeleri lâzım…”




26 Haziran 2021 Cumartesi

Doğrudan Korkan Topluluklar

Bazı zaman dilimlerinde toplumlar ve toplumları oluşturan insanlar doğrulardan korkar. Bu nasıl olur? diye soracaksınız. Lût kavminin Hz. Lût’a söylediği şu sözü Kur'an haber veriyor: “Çıkarın şunları kentinizden/yurdunuzdan. Bunlar temizlik ve dürüstlükte aşırı derecede titizlik gösteren insanlar.” (A’raf, 82; Neml, 56)

Buna benzer dönemlerden birini de Hz. İsa yaşamıştır. Merak edenler BARABBAS hadisesini araştırabilir.

Bu zamanlarda dürüst olanlar, kirlenmekten kaçanlar, adalet ve liyakate riayet edenler iki kere yara alır:

1-Zaten halk bu tür adamları sevmeyecektir

2-Kariyer veya ticari olarak rekabet ettiği rakipleri bu özelliklerini kötü olarak pazarlayacaktır

İşi olan herkes  dürüst olanlar, kirlenmekten kaçanlar, adalet ve liyakate riayet edenlerin mesleğinde çok iyi olduğunu bildiği halde veya  dürüst olanlar, kirlenmekten kaçanlar, adalet ve liyakate riayet edenlerin yönettiği, sahibi olduğu şirketin ürünlerinin en iyisi olduğunu bildiği halde uzak durur. 


Öyle bir zaman gelecek ki doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak. Güvenilir kimseler hain sayılacak, hâinlere güvenilecek. İnsanlardan şâhidlik etmeleri istenmediği halde şâhidlik edecekler, yemin etmeleri istenmediği halde yemin edecekler. Hz Muhammed (SAV) (Taberâni, XXIII, 314)




Sistem Defoları

Bir toplum düşünün ki adını koymasa bile bir kast sistemi fiili olarak çalışıyor. Toplumun %10 u ekonomik olarak %90 ınından ayrılıyor.  Toplumun neredeyse tamamı dünyadaki yerini önemsemiyor, ülkedeki rant ve kast sisteminde %10 a dahil olma derdinde.

Ülkenin en iyi kurum ve kuruluşunda çalışan en üst düzey yöneticilerin bile dünyadaki benzer şirketlerde benzer pozisyonlardaki kişilerle rekabet edebilecek bilgi birikimi, yayın, ürettiği ve global ölçekte yayınladığı makale, yazı, hatta sosyal medyada mesleği ile ilgili magazinsel konular haricinde ömrü boyunca global değere sahip birkaç paylaşım bile yok ve kimse resme böyle bakmadan ülke ve toplum ortalamasını üzerinde maaş ve kazanç ile kendini değerliymiş gibi hissediyorsa bu topluma ne denebilir? 

Herkes bir hayat felsefesinin arkasında ömür tüketiyor, felsefesinin en iyisi olduğunu düşünüyor ama ben ne ürettim? İnsanlığa faydam ne? Topluma faydam ne? diye sormuyor. Birileri sorsa da para kazanıyorum, çocuklarıma iyi bir gelecek hazırlıyorum, iyi bir eğitim aldırıyorum, kendi hayat felsefemi onlara aşılayıp başka ellere geçmesini engelliyorum der. Aslında hayvanların bile çocuklarına ellerindeki en iyi imkanları sarf ederek belli bir dönem baktığını düşünmez ve kıyas yapmaz. Eğer bir işletme sahibi ise onlarca, yüzlerce çalışanın evine ekmek götürmesine vesile oluyorum der. Ama eğer bir bankası varsa yurt dışından temin ettiği kredilerle aslında yapancı ve rakip toplumlara para kazandırırken ucundan da çalışanlarına koklattığı gerçeğini görmezden gelir, eğer bir emlakçı ise katma değere mi yoksa ranta mı çalıştığını bile sorgulamaz, hatta ev yapılmasına vesile oldum, fabrika arazisi sattım der ama bu işin sonunda topluma katkısı net hesapta artıda mı? eksi de mi? sorgulamaz, eğer fabrika sahibi ise makine, hammadde, patent için aslında başkalarına para kazandırdığını görmez bile, eğer bilişim şirketi sahibi ise ve yabancı ürünleri kullanarak proje yapıyorsa aslında yabancılara çalıştığını aklına bile getirmez. Öğretmense dünyada aslında artık olmayan bir eğitim sistemi içerisinde olduğunu veya  özel ders ve dershane rantı ile hayatını geçirdiğini düşünmek yerin öğretmenlik kutsal meslek der, eğer doktor  ise gazlı bezden ilaca, ameliyat bıçağından ameliyat cihazlarına kadar aslında mesleğini icra ederken esas kazancın başkalarına gittiğini hesaplamaz. Eğer bir müteahhit bina, fabrika yaparken kullandığı bütün karma değerli malzemenin ithal olduğuna bakmaz, bir profesör ömür boyu katma değerli bir şeyler üretsin diye devletten maaş almasına karşın tek bir patent başvurusu yapmaz, makaleleri H-indeksinde yayınlanmaz ve bunu dert etmezse, yine bir profesör yüzbinlerce, milyonlarca takipçi ve izleyicisi varken akademik çalışmalarında hep ABD'nin, Avrupa'nın problemleri ile uğraşıp neden diye kendini sorgulamazsa yani %10 bunu yaparsa %90 ne yapmaz.

Bu eğerler toplanır, toplanır ve bir ülkenin dış borcu  devamlı artar ve hiç azalmaz hale gelirse, dünyadaki diğer ülkelerle kendi ülkesi kıyaslama ve sıralamalarda artık en diplerde ise veya devamlı aşağılara doğru yol alıyorsa işte bunun sebebi işe yaradığını, insanlığa faydalı olduğunu , yararlı ve iyi insan olduğunu düşünen insanlarda oluşan toplumlardan kaynaklanır. Bu %10 mutludur. 



2 Haziran 2021 Çarşamba

Hakikat Sonrası Çağ: Yalancıların, Ahlaksızların ve Hainlerin Çağı

Bu çağda hak, hukuk, ehliyet, liyakat, dürüstlük  sökmüyor. Neden?

Peygamber efendimiz bu çağ için "ayaklar baş, başlar ayak olur" demiş.

Başka bir hadisi şerifte ise 

Öyle bir zaman gelecek ki doğru söyleyenler yalanlanacakyalancılar ise doğrulanacakGüvenilir kimseler hain sayılacakhâinlere güvenilecek. İnsanlardan şâhidlik etmeleri istenmediği halde şâhidlik edecekler, yemin etmeleri istenmediği halde yemin edecekler. Hz Muhammed (SAV) (Taberâni, XXIII, 314)

Ralph Keyes Hakikat Sonrası Çağ: Günümüz Dünyasında Yalancılık Ve Aldatma adlı kitabında şöyle diyor



Buradan da anlaşılıyor ki bu kötü işleri yapanlar değil zarar görmek el üstünde tutulacaklar. Bir ceza görmeyecekler, maddi, manevi bir zarar görmeyecekler, hapse atılmayacaklar. Aksine fayda görecekler