Bir toplum düşünün ki adını koymasa bile bir kast sistemi fiili olarak çalışıyor. Toplumun %10 u ekonomik olarak %90 ınından ayrılıyor. Toplumun neredeyse tamamı dünyadaki yerini önemsemiyor, ülkedeki rant ve kast sisteminde %10 a dahil olma derdinde.
Ülkenin en iyi kurum ve kuruluşunda çalışan en üst düzey yöneticilerin bile dünyadaki benzer şirketlerde benzer pozisyonlardaki kişilerle rekabet edebilecek bilgi birikimi, yayın, ürettiği ve global ölçekte yayınladığı makale, yazı, hatta sosyal medyada mesleği ile ilgili magazinsel konular haricinde ömrü boyunca global değere sahip birkaç paylaşım bile yok ve kimse resme böyle bakmadan ülke ve toplum ortalamasını üzerinde maaş ve kazanç ile kendini değerliymiş gibi hissediyorsa bu topluma ne denebilir?
Herkes bir hayat felsefesinin arkasında ömür tüketiyor, felsefesinin en iyisi olduğunu düşünüyor ama ben ne ürettim? İnsanlığa faydam ne? Topluma faydam ne? diye sormuyor. Birileri sorsa da para kazanıyorum, çocuklarıma iyi bir gelecek hazırlıyorum, iyi bir eğitim aldırıyorum, kendi hayat felsefemi onlara aşılayıp başka ellere geçmesini engelliyorum der. Aslında hayvanların bile çocuklarına ellerindeki en iyi imkanları sarf ederek belli bir dönem baktığını düşünmez ve kıyas yapmaz. Eğer bir işletme sahibi ise onlarca, yüzlerce çalışanın evine ekmek götürmesine vesile oluyorum der. Ama eğer bir bankası varsa yurt dışından temin ettiği kredilerle aslında yapancı ve rakip toplumlara para kazandırırken ucundan da çalışanlarına koklattığı gerçeğini görmezden gelir, eğer bir emlakçı ise katma değere mi yoksa ranta mı çalıştığını bile sorgulamaz, hatta ev yapılmasına vesile oldum, fabrika arazisi sattım der ama bu işin sonunda topluma katkısı net hesapta artıda mı? eksi de mi? sorgulamaz, eğer fabrika sahibi ise makine, hammadde, patent için aslında başkalarına para kazandırdığını görmez bile, eğer bilişim şirketi sahibi ise ve yabancı ürünleri kullanarak proje yapıyorsa aslında yabancılara çalıştığını aklına bile getirmez. Öğretmense dünyada aslında artık olmayan bir eğitim sistemi içerisinde olduğunu veya özel ders ve dershane rantı ile hayatını geçirdiğini düşünmek yerin öğretmenlik kutsal meslek der, eğer doktor ise gazlı bezden ilaca, ameliyat bıçağından ameliyat cihazlarına kadar aslında mesleğini icra ederken esas kazancın başkalarına gittiğini hesaplamaz. Eğer bir müteahhit bina, fabrika yaparken kullandığı bütün karma değerli malzemenin ithal olduğuna bakmaz, bir profesör ömür boyu katma değerli bir şeyler üretsin diye devletten maaş almasına karşın tek bir patent başvurusu yapmaz, makaleleri H-indeksinde yayınlanmaz ve bunu dert etmezse, yine bir profesör yüzbinlerce, milyonlarca takipçi ve izleyicisi varken akademik çalışmalarında hep ABD'nin, Avrupa'nın problemleri ile uğraşıp neden diye kendini sorgulamazsa yani %10 bunu yaparsa %90 ne yapmaz.
Bu eğerler toplanır, toplanır ve bir ülkenin dış borcu devamlı artar ve hiç azalmaz hale gelirse, dünyadaki diğer ülkelerle kendi ülkesi kıyaslama ve sıralamalarda artık en diplerde ise veya devamlı aşağılara doğru yol alıyorsa işte bunun sebebi işe yaradığını, insanlığa faydalı olduğunu , yararlı ve iyi insan olduğunu düşünen insanlarda oluşan toplumlardan kaynaklanır. Bu %10 mutludur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder