Bu Blogda Ara

12 Şubat 2023 Pazar

Deprem, KVKK veri İhlali, Denetim ve Doğruyu Duymak İstememek

 

Şimdi diyeceksiniz ki deprem ile KVKK veri ihlalinin ne alakası var. Önce oradan başlayayım, sonra yine siber güvenlikle alakalı yapılan denetimlerden de birkaç örnek vereyim. Zaten denetim ve depremle ilişkisini kuracaksınız.

Veri ihlali olmasın, KVKK ve diğer denetimlerden başarı ile geçeyim diye alınan dünyaca ünlü, meşhur, pahalı SIEM yazılımlarını tercih eden bir firmanın KVKK veri ihlal bildirimini kurumun web sayfasından aldım

·         İhlalin tüm detaylarına ilişkin tespit çalışmaların kanunun belirttiği bildiri süresince tamamıyla yapılamadığı

·         İhlalden etkilenen kişi ve kayıt sayısının kanunun belirttiği bildiri süresince tamamıyla yapılamadığı

Başka bir örnek de birebir kendi yaşadığımdan örnek vereyim. Biri kendi danışmanlık yaptığımız firma diğerinde de süreci yöneten arkadaşım.

Bizim danışman olduğumuz firmanın denetim sürecinde

1-      Son takvim yılının tamamı için loğların canlıda durması

2-      Sadece hash değil ayrıca zaman damgası

3-      Hatta Tübitak zaman damgası

Şartı aranırken diğer firmaya denetimde

1-      Canlı ile ilgili illa böyle süre şartı yok

2-      Hash yeterli

3-      Tübitak zaman damgası sorulmuyor bile

Şimdi deprem ile devam edeceğim.  6 Şubat Kahramanmaraş'taki depremde 100 lerce ilçede yıkım oldu ama bir ilçede olmadı [2]. Bu yıkım olmayan ilçenin belediye başkanına kendi ilçesindeki halk ve kendi seçmeni 'Senden başka doğru adam yok mu' diye eleştirmişler.

Eğer ders almazsan tarih tekerrürden ibarettir. Çok benzeri yine 1999 gölcük depreminde depremin merkezine çok yakın olmasına rağmen, depremden neredeyse hiç etkilenmeyen Tavşancıl belediye başkanı için de söylenmişti. Hatta başkana babası darılmıştı [3,4].

 

"Türkiye'de rüşvetin yaygın olduğu bilinir ve herkes bundan şikayetçidir. Ancak şikayet edenlerin büyük çoğunluğunun esas rahatsızlığı, kendilerinin de bu çarka dahil olmamasından kaynaklanır." [5]

Prof. Dr. Acar Baltaş

Çetin Altan 2015 yılının başlarında Çınar Oskay’ın “Halk neden çok büyük tepki göstermedi yolsuzluk iddialarına?” sorusuna:

“Yolsuzluğu piyango gibi görüyor. Bana da çıkabilir diyor… Yolsuzluğun bitmesini istemiyor, yolsuzluktan pay almak istiyor” diye cevaplamıştı. [6]

Bu benim de çok tecrübe ettiğim bir durum. Bizim kültürde atasözü bile var. "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar".

Prof. Dr. Arman Kırım "Mor İneğin Akıllısı" kitabında diyor ki:

Ben ne zaman konferanslarımda belli tehlikelere işaret etsem, moral bozmak ile itham edilmişimdir. Bu deneyimlerim sonunda şunu öğrendim: eğer bu ülkede insanları etkileyen bir konuşmacı olmak istiyorsanız, zinhar gerçeklere değinmeyeceksiniz; sadece ve sadece onların duymak istedikleri güzel şeyleri söyleyeceksiniz, stratejilerini doğrulayacaksınız, ne kadar akıllı işler yapmakta olduklarını onaylayacaksınız.

Eğer Prof. Dr. Acar Baltaş, Çetin Altan, Prof. Dr. Arman Kırım,  Muhsin Yazıcıoğlu, Profesör Fritz Neumark [1] gibiler haklıysa sizce toplum kendisine doğru söyleyeni mi el üstünde tutar yoksa kötü de olsa, toplumu dejenere de etse, toplumu bozsa da istediğini vereni mi?

O kadar değişim doktoru, Fenomen, bol takipçili, bol izleyicili, meşhur, bol müşterili binlerce insan, kurum, STK çıktı  son 30 yıldır (İnternetin yoğun kullanılmaya başladığı tarihi baz aldım). Sizce bunlar bu kadar takipçiyi, bu kadar izlenmeyi, bu kadar meşhur olmayı nasıl becerdiler ve gerçekten topluma iyi manada etki mi ettiler?

Gördüğü halde görmezden gelen, bildiği halde susan kısacası herkesin bildiği sırlar toplumu olan toplumların hali nasıldır acaba?

Eğer ders almazsan tarih tekerrürden ibarettir.

2019 yılında yazdığım "Depremin Hatırlattıkları" yazısı aynen geçerli [7].

Rahmetli Yazıcıoğlu’nun kendi sesi ve görüntüsü ile tespitli olan sözleri:

"Dürüstlük başa bela imiş"

 “O iktidar olamaz? Niye? Fazla dürüst dediler"

Şimdi rahmetlinin bo sözünü aşağıdaki gibi genişletsek hata mı etmiş oluruz?

 

 

“Onun ürünü çok iyi olsa da o ürünü almayız. Niye? Fazla dürüst”

“O işini çok iyi yapsada ona bu projeyi vermeyiz. Niye? Fazla dürüst”

“O bu projeyi alamaz. Niye? Fazla dürüst”

“O bu desteği alamaz. Niye? Fazla dürüst”

“O bu işi alamaz. Niye? Fazla dürüst”

“O burada barınamaz. Niye? Fazla dürüst”

 

Şura suresi, ayet 30: "Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizle kazandıklarınız yüzündendir” 

 

Referanslar

1-      https://ertugrulakbas.blogspot.com/2023/02/halkn-yolsuzlugu-piyango-gibi-gormesi.html

2-      https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/hatayda-yikilmayan-tek-ilce-erzin-belediye-baskani-okkes-elmasoglu-bir-bir-anlatti-2050699

3-      https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-62570328

4-      https://www.hurriyet.com.tr/gundem/17-agustos-1999-depreminde-tek-bir-tuglanin-bile-dusmedigi-mahalle-tavsancil-42218241

5-      https://www.acarbaltas.com/platin-dergisinde-acar-baltas-21/

6-      https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hayat/islamiyeti-kim-temsil-edecek-yunus-emre-mi-silahli-katiller-mi-27935981

7-      https://medium.com/@drertugrulakbas/depremin-hat%C4%B1rlatt%C4%B1klar%C4%B1-b54c6f91c2c2

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder