Bu Blogda Ara

26 Aralık 2019 Perşembe

İnsan DNA'sı ve Memleket Manzaraları

Dünyada en çok alıntı yapılan ilk 10 ekonomist arasında gösterilen Prof. Daron Acemoğlu  Türkiye’deki ekonomik krizin bitmediğini, krizin bitmesi için ekonomik ve sosyolojik değişiklikler olması gerektiğini belirtti. Burada sosyolojik değişiklikler kısmı benim ilgili çekiyor.

Yakın bir zamanda çok büyük bir organizasyonda Türkiye'nin en büyük şirketlerinden birinin konu ile ilgili en üst dizey yöneticisi "yerli çözümlere öncelik vermeliyiz, desteklemeliyiz" diye bir başladı ve yerli, milli ile ilgili akla gelen bütün sloganları da kullandı. Ama ben kendisini ziyarete gittiğimde biz parası olan bir firmayız, her konuda global ve en meşhur ürünleri tercih ederiz mealinde bir konuşma ile beni göndermişti. Hatta mevcut yerli ürünü değiştirmekle ilgili de bir iki şey söylemişti.
Bir insanın bu kadar tutarsız olması, söylediği ile yaptığının bu kadar zıt olması için ya vicdanının tamamen sönmesi veya hırs, ego, kıskançlık, çıkar, yaranmacılık gibi kötü hasletlerin kıskacına yakalanması lazım.

Bunun için DNA, sosyolojik değişiklikler gibi kelimeleri seçtim. Türk insanı yukarıdaki örnekte olduğu gibi bireysel çıkar odaklı hareket etmeyi kodlarına kazımış mı acaba?

Bireysel çıkarların


  • İnsan hakları,
  • Adalet
  • Hukuk
  • Ahlak
  • İşi Ehline Vermek
  • Yalan Söylememek
  • Utanmak
  • İşini En İyi Yapmak
  • Topluma Faydalı Olmak


gibi olmazsa olmaz değerleri bitirdiği


  • Yalancılık
  • Rüşvet
  • Ahlaksızlık,
  • Çalma/Çırpma
  • Adam kayırma
  • Yalan/Dolan
  • Yaranmacılık
  • İş Yapmamak
  • Topluma Fayda Yerine Bireysel Fayda 

gibi problemleri topluma yerleştirdiğini, kabul ettirdiğini, kanıksattığını görmüyor mu acaba?

Bir sürü insan o toplantı, panel ve oturumları dinlemeye ve faydalanmaya geliyor. Peki böyle bir fayda bulabiliyor mu?

Katılanlardan hiç biri

  • Siz hangi yerli çözüme destek verdiğiniz?
  • Hangi yabancı çözümü yerli ile değiştirdiğiniz?
  • Toplam IT bütçenizin içinde ne kadarlık yerli çözüm var?
gibi soruları sormuyor. Bu soruları sormamalarının sebepleri ne acaba? Körler sağırlar birbirini ağırlar mı?

Bu  toplantı, panel ve oturumları düzenleyenler de akışı bu şekilde hazırlamıyor, bu veya benzeri soruları sormuyor.

Toplum olarak gerçekleşen veya somut verileri önesemiyor muyuz acaba? Mesela son 5,10,15,20 yıldır AR-GE ye ne kadar kaynak aktardık? Bunun ne kadarı ihracat olarak döndü? Neden dönmedi? Dönmedi ise döndüremeyen sorumu ve paydaşlar hesap verdi mi? Başkasının hakkı yendi mi? Bu kaynaklar A,B,C şirketlerine değil de X,Y,Z şirketlerine aktarılsa idi ne olurdu?

Dolayısı ile durum ve mazara bu.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder