Bu Blogda Ara

27 Şubat 2020 Perşembe

Hakikat Dışılık

Hakikat dışılık veya yalanlar neden bu kadar prim yapıyor?  Doğruyu söyleyenler neden ikna edemiyor. Neden hep algı veya gayri ahlaki yöntemler gerçekliği örtüyor?








Ralp Keyes "Hakikat Sonrası Çağ" adlı kitabında yalanların hesabı görülür bedelini hakikat öder diyor. Pek çok ultra zengin, sanatçı, üst düzey yöneticinin yalan söylediği ve yakalandıklarında da birşey olmadığı çünkü toplumun yalanları ve yalancıları sevdiğini söylüyor.

Yine aynı kitapda Ralp Keyes "Eğer 10 kişiyi menfaat için yanınıza çekebilirseniz,  daha sonra 100 kişiyi kandırabilirsiniz. 100 kişiyi kandırabilirseniz de binlerce kişiyi kandırabilirsiniz. Davranışlarımız değerlerimle çeliştiğinde yapacağımız şey muhtemelen değerlerimizi yeniden düşünmek oluyor. " diyor.

La Rochefoucauld  da "Toplum, gerçek değerden çok yalancı değerlere önem verir."


PEKİ GERÇEKLERİ AÇIĞA ÇIKARMAK NEDEN İNSANLARI YALAN OLDUĞUNU BİLDİĞİ ŞEYLERE DAHA SIKI BAĞLANMAYA İTİYOR?

Nyhan ve Reifler’a göre bunun temel nedeni tehdit algısı.
İnsanlar herhangi bir şekilde kendi kimliklerine yönelik bir tehdit sezdikleri anda yanlış olduğu ispatlanmış fikirlere sırf kimliklerini korumak için daha da sıkı bir şekilde sarılıyor. Nyhan ve Reifler yaptıkları başka bir deneyde ABD Başkanı Bush’un ‘Irak kitle imha silahına sahip’ tezine bir kere başta inanmış kişiler aksi yönde tüm bilgi ve delilleri hiçe sayıyorlar. Hiçe sayıyorlar çünkü bu bilgiler onların tüm siyasi kimliğine bir tehdit oluşturuyor

BİR KERE BİR YALANA İNANMIŞ BİR KİŞİ, DOĞRUYU GÖRÜNCE FİKRİNİ DEĞİŞTİRİR Mİ?

Brendan Nyhan ve Jason Reifler tam da bu soruya yanıt arayan bir deney yapmış. Acaba bir politikacı tarafından ortaya atılan yalan bir iddiaya inanmış kişiler o iddianın gerçek olmadığını görünce fikirlerini ne ölçüde değiştirdi dersiniz? Araştırma sonucu çok ilginç. Yalan beyanata başta bir kere inandığını iddia eden kişiler doğru bilgiyi duyunca o yalana daha sıkı sarılır olmuş! Evet doğru okudunuz! Gerçek, yalana olan inancı arttırıyor! Bir anlamda bir hurafeye bir kere inanmış birini verilerle ikna etme çabası o kişinin o inanca daha sıkı sarılmasına sebep oluyor. O nedenle bu duruma literatürde ‘Geri Tepme Etkisi’ deniyor.






Bir yalanın bu kada kabul görmesinin zaman ile ilişkisine bakarsak. Peygamber efendimizin şu hadisi şerifi konuya ışık tutuyor.

Hainler sadık, sadıklar hain gibi görülecek, Efendimiz (S.A.S.) buyuruyor ki; “Öyle bir zaman gelecek ki, doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak. Güvenilir kimseler hâin sayılacak, hâinlere güvenilecek. İnsanlardan şâhitlik etmeleri istenmediği hâlde şâhitlik edecekler, yemin etmeleri istenmediği hâlde yemin edecekler.” (Taberânî)



“Yalanın gücü doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş,doğru yalnızdır.

Yalanın geleneği var, senin doğrunun her gün yeniden yaratılması gerek.

Her gün şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek. Sen yenileceksin.

Yenileceksin! Yenilmenin tadına varacaksın, doğru yenilmeli.
....
Yenilmeyen doğru yenmiş sayılmaz. Doğru yenile yenile öyle keskin bir hale gelmeli ki... Yüz bin yıl su altında, yıkanmış, düzelmiş çakıltaşı gibi.”

― Yaşar Kemal, Teneke

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder