Bu Blogda Ara

29 Mart 2020 Pazar

Toplumsal Ahlak, Gidişat Nereye?

Toplumların iyi ve kötü yönleri bir arada yaşar. Hangi taraf daha baskın veya fazla ise genel yaşantıya o taraf daha çok yansır.

Toplumsal olarak çöktüğünü veya kokuştuğunu hiçbir toplum kabul etmez. Dışarıdan değişik istatistikler veya göstergelerle bunu söyleyenler olursa onlara da itibar etmez veya çeşitli kulplar takar. Bundan dolayıdır ki bütün peygamberler içinde doğup büyüdükleri toplumları terk etmek, hicret etmek zorunda kalmışlar. Bunda dolayı toplumu uyarmak, uyandırmak isteyenler sürülmüş, tecrit edilmişler. Gandi, Hz. Mevlana, Ebu Hanife, İmam Şafi, Malcom X ve bu örnekler daha çok genişletilebilir.


Bu tür toplumlarda

1.İşin ehline verilmediği alenen görünür, herkesin gözünün önündedir ama insanlar bunu değiştirmek yerine birilerini bulup kendi işlerini yaptırma derdindedir.
2. Yolsuzlukların olduğundan herkes neredeyse emindir ama görmezden gelir.
3. “Bana ne” cilik almış başını gitmiştir.
4. Korkudan twit bile atamaz ama görmezden gelir.
5. Eğitimde dünyada esamesi okunmaz.
6.Bilimin yerinde yeller eser
7.Sanat ve edebiyata sıra bile gelmez.
8.Hak, hukuk, adalet aranmaz.
9.Herkes vatan, millet naraları atarken başka milletlerin şirketlerinde onların hesabına kendi milletine gol atmaya çalışır (X yabancı şirketi adına kendi toplumuna satılan Y malı o ürünü üreten kendi Z şirketine goldür) ama olsun bu profesyonelliktir. Vatan, millet sloganları ile bir komşusunu linç eder ama kendi cebine girecek 5 kuruş oldu mu o profesyonellik olur. Dünya ile entegre olmak ile kendi milletini önceliklendirmeyi cüzdanı penceresinden bakar.
10.Bir işyerinde çalışır, maaş alır ama etik olmayan şekilde pozisyonunu kullanarak para kazanır.
11.Rüşvet kötüdür der ama devlet ile iş yapmak için hediye, rüşvet verecek yol veya satışını, işini kolaylaştıracak tanıdık birilerini arar.
12.Insanı sevmek kaybolmuştur. Herkes ya düşmandır, ya dost.
13.İnandığı dine tam ters yaşayış toplumda neredeyse tamamen yerleşmiştir ama sadece ritüellere bakarak bunu da göremez.
14.Doğru söyleyen dokuz köyden kovulur.
15.Herkes işine bakar ve 3 maymunu oynar.
16.Toplum çatlamıştır.
17.Kimse kimsenin acısına ortak olmaz.
18.Kendinden olmayanın acısına sevinir.
19.Başkalarına saygı, sevgi kaybolmuştur.

Velhasıl kötü oluşu, kötüye gidişi görmek yerine tam tersini yaşar.

Toplumların iyi tarafları ile ilgili örneklere bakarsak:

Mesela Norveç’te 1814’ten bu yana, isteyen herkes kimliğini bildirmeksizin, istediği herkesin maaşını öğrenebiliyordu. Dijital çağda maaşların internete yüklenmesi ve mahremiyet ihlalinin ‘çığrından çıkması’ sonrasıysa, bir tür denge kuruldu: Kimliğinizi beyan etmeyi kabul ederseniz, istediğiniz kişinin maaşı devlet tarafından sizinle paylaşılıyor.

ABD de herhangi bir devlet kurumuna istediğinizi sorabiliyorsunuz. Mesela bir bakanlığa bu yazılımı niye tercih ettiniz derseniz size bir cevap verilir.


İbn-i Haldun [1] bir toplumun çöküş belirtilerini on maddede şöyle özetlemişti:

1. Dayanışmanın yok olması

2. Üretimin zayıflaması

3. Tüketim çılgınlığı

4. Vergilerin artması

5. Liyakatsizlik olması, işin ehline verilmemesi

6. Adaletsizlik

7. Umutların kırılması

8. Göçün hızlanması

9. İblisane gurur ve kibir

10. Gösteriş, riyakârlık ve yalakalık


Nurettin Topçu seneler önce Türk toplumu için

“Bugün içimizde yapmak, yaratmak, yaşatmak ideali nedir bilmeyerek, sırf kazanmak, apartman, otomobil sahibi olmak için yaşayanlar çoğalmaktadır. Biz ağacı yetiştirmeden meyvesini toplamaktan zevk aldık.” demiş.

Bu tür toplumlarda insanlar görmezden gelerek bu çöküşe ortak olurlar, susarak zulme ortak olurlar, umursamayarak adaletsizliğe destek verirler, büyük resme aldırmadan gemisini kurtarmaya veya yüzdürmeye baktıkları için her şeyden sorumlu olurlar ama bunu da umursamazlar.


Bu tür toplumlara örneklerden biri Hitler zamanı Almanya'sıdır. Aklıma hep iki sahne gelir. İlki
Rus tankları Berlin'e girene kadar Almanlar Rusya'yı işgal ettiklerine inanıyorlardı. Çünkü Alman gazeteleri öyle yazıyordu!

İkincisi de Der Untergang (Çöküş | Downfall)  filmindeki sahne. 
Komutanlardan biri: Efendim halk ölüyor, ne yapacağız?
Hitler: Bu onların tercihiydi. Bizi onlar seçti, elbette ölecekler!


“Onun için peygamberler hicret ediyor” 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder