Bu Blogda Ara

25 Şubat 2025 Salı

Ne Ara Böyle Bir Toplum Olduk Demeyeceğim, Yıllardır Bağıra Bağıra Geliyordu

 Aşağıda iki video paylaşıyorum. Büyük ihtimalle çoğumuzun ekranına düşmüştür bu görüntüler; tesadüfün değil, hayatın tuhaf bir cilvesi olarak. Beni asıl kahreden, bu kadar aleni gerçekler ortadayken, gözümüzün içine baka baka kendini belli eden bir çıplaklıkla, toplamda en çok okunan Prof. Acar Baltaş’tan Çetin Altan’a, Aziz Nesin’den Ahmet Altan’a, Nobel ödüllü Orhan Pamuk’tan Prof. Dr. Daron Acemoğlu’na dek nice insanın uyarılarına kulak asılmaması. Etik dışılık, ahlaksızlık, yolsuzluk, hukuksuzluk; hakkı olanın değil, düzenin kurnazlarının kazandığı bir toplum haline geldiğimizi haykırıyorlar yıllardır. Ve biz, bu seslere rağmen, aynı yolda, sanki görünmez bir el gaz pedalına basmışçasına, hızla ilerliyoruz. Daha da acısı, buna karşı durmaya çalışanlar bir şekilde sistemin dışına itiliyor; ya susturuluyor ya da yok sayılıyor.


Ehliyet ve liyakat, bu topraklarda sanki bir lüks. Piyasanın normalleştirdiği etik dışı işler, kişisel menfaat uğruna toplumu orta ve uzun vadede çürütecek adımlar atılıyor. Hakkını aramak, haklılığını savunmak istersen, önce silinmeye çalışılıyorsun. Eğer alanında silinemeyecek kadar iyisen, o zaman da “geçimsiz” damgası yiyor, “sert” biri olarak yaftalanıyorsun. Rakibin –ister ticari, ister mesleki, ister siyasi– yalan söylerse, seni kandırmaya kalkarsa, ona tek laf edemiyorsun. Ama garip bir çelişkiyle, senin aynı etik ve ahlak dışı yöntemleri kullanman kimseyi rahatsız etmiyor. Oysa belgelerle, bilgilerle birinin yalanını ortaya koyarsan, bu “rakibi kötülemek” sayılıyor. Sanki doğruyu söylemek suç, dürüstlük bir ayıp.


Muhsin Yazıcıoğlu’nun kendi sesinden, o video kaydında anlattığı gibi: Bu ülkede dürüstü seçmezler, dürüstü sevmezler. Hatta dürüste “Dürüstlük başa bela” dedirtir, hayatından bezdirirler. Herkes sistemin çürümüşlüğünden dem vuruyor, ama aynı herkes, o çürümüşlüğü kendi çıkarları için sonuna kadar sömürmekten geri durmuyor. En iyilerimizin bile kötülükler karşısında yapabildiği en büyük iyilik susmaksa, biz ne ara böyle bir toplum olduk? Sanırım cevabı, o videolarda saklı. İzleyin, düşünün; çünkü ben düşünmekten yoruldum.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder