Atatürk: “Adaletin olmadığı bir ülkede hiçbir şey yoktur!..”
Adaleti tesis edemeden devamını getirmemiz mümkün değil. Adaletin tesisi için ise toplumun
bunu istiyor ve içselleştirmiş olması gerekir. Bunun için insan olmak gerekir.
Alvarlı Muhammed Lütfi Efe: “Allah bizi insan ede…”
Ne kadar insan olabildiğimizi sürekli izleyebilmemiz için güzel bir kıstas var: Uğradığımız, yahut haberdar olduğumuz zülme karşı nasıl bir “ilk” duruş sergiliyoruz? Zulme karşı nasıl bir refleksler dizisine sahibiz? Ne kadar insanca, ne kadar beşerce tepki üretiyoruz? Zulme karşı duruşumuz, ne kadar “İnsan” olduğumuzun en açık göstergelerinden birisidir. //Prof. Dr. Sinan Canan
Yani gördüğümüz zulümleri amalarla görmezden geliyor veya haklı mı kılıyoruz?
İslam inancına sahip bir insanın adaletten, ahlaktan ayrılması, hele hele zulme karışması, hoş görmesi veya görmezden gelmesinin önündeki en büyük engel, bizzat inandığı dinin kitabı olan Kuran-ı Kerim’deki açık emirlerdir. Kuran-ı Kerim bizlere her zaman adaletli olmayı, işi ehline vermeyi ve diğer insanlara “örnek” olmayı öğütler; hatta doğrudan emreder. Eğer bir Müslüman, bu emirlere aykırı hareket ettiği halde, bunu “inandığı dini korumak adına” yaptığını düşünüyorsa, burada ciddi bir kendini kandırma oyunu olduğu gayet açıktır.
Maide Sûresi’nin 8. Âyetinde Cenâb-ı Allah (cc) şöyle buyuruyor: ”Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvaya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”
Ülkemizin hukukun üstünlüğü endeksinde 126 ülke arasında 109'uncu sırada olmasının [1] çok az bir kesim haricinde kimsenin ana gündem maddesi olmadığı, halkın yargıya olan güveninin yüzde 38 olmasının [2] adalet ile ilgili hiçbir çağrışım yapmaması, mahkemelerimizin bazı kararlarının ABD den Japonya'ya, G. Kore'den G. Afrika'ya, Bosna Hersek'den, Finlandiya ya kadar itibar görmüyor olması adaletle ilgili durum tespiti için yeterlidir sanıyorum.
Biz de eşine istakozu kamu parası ile ısmarlayanları ahlak olarak negatif değerlendirebilecek - ki bu inandığımızı söylediğimiz dinin gereğidir - ve efendimizin "Sen annenin evinde otursaydın bu sana verilir miydi?" tartısına göre olayları değerlendirebilecek ahlaki yapıya sahip bir toplumu inşa etmeliyiz.
Vicdan hassastır, haksız ve hukuksuzluğa asla tahammül gösteremez. Kolay kolay susmaz, susturulamaz. Cemil Meriç’in dediği gibi ancak “menfaat konuşunca vicdan susar.”
“İnsanlar tuhaftır! Fena bir şey yapmakta olduklarını hissedecek olurlarsa, mutlaka en evvel, vicdanlarını susturacak bir sebep bulurlar” der, H. Ziya Uşaklıgil ve vicdanlar susturulduğunda, dilsiz şeytan haline gelir insanoğlu.
Ahlak inandığımızı iddia ettiğimiz dinimizin de temelidir.
Müslüman bir ülkenin dünya yolsuzluk endeksinde 180 ülke arasında 81. sırada olması nasıl açıklanabilir?
İslamilik Endeksi sıralamasında ilk 40'ta Müslüman ülke yok. Endeksin temel çalışma yöntemi, ülkeleri insan hakları, siyasi haklar, hukuksal ve idari konular, uluslararası ilişkiler gibi başlıklar altında Kur’an’ın önerdiği ahlaki ölçülere göre değerlendirmek. Halbuki, Müslümanlar için bugün islami olmayı tanımlayan esas unsurlar ritüellerdir yani tapınmadır. Yani en basitinden eğer namaz kılıyorsa torpil yapmanın bir karşılığı yoktur.
İlk emri oku olan bir dine inandığını iddia eden toplumumuz, Hz. Muhammedin "İlim Çin' de de olsa alınız" emrine rağmen Küresel İnovasyon Endeksinde 2018 yılında 126 ülke arasında 50. sırada yer buluyor. Yine Makalelere atıf sayısında ise 239 ülke arasında 167. sıradayız.
Türkiye, teknolojik gelişmişlik açısından 82 ülke baz alınarak yapılan araştırmada, 49’uncu olurken, inovasyon, Ar-Ge ve patent gibi konularda listeye giremediği görüldü. [3]
PISA testinde 72 ülkede 15 yaşındaki 540 bin öğrenci arasında yapılan testin sonuçlarında Türkiye okuduğunu anlamada 50. sırada yer alırken matematikte 49, fende ise 52. olmuştu.
PISA testinde 72 ülkede 15 yaşındaki 540 bin öğrenci arasında yapılan testin sonuçlarında Türkiye okuduğunu anlamada 50. sırada yer alırken matematikte 49, fende ise 52. olmuştu.
Yani yine oku ve ilmi Çin'de olsa da alın emrini görmezden gelip ritüellere dalmışız.
İnancımızı gerçekleyemiyor ve hayata yansıtamıyoruz. İnandık, iman ettik iddiamızı ispat edemiyor ve ritüellerin arkasına saklanıyoruz.
Referanslar
1-https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-47415566
2-https://www.yenicaggazetesi.com.tr/cumhurbaskani-yardimcisi-oktay-halkin-yargiya-olan-guveni-yuzde-38-242719h.htm
3-http://ertugrulakbas.blogspot.com/2018/12/kendi-ayagmza-sktk.html
4 Ağustos 2019 da https://medium.com/@eakbas/adalet-ahlak-ve-bilim-olmadan-hiç-bir-şey-olmaz-e3ea084b49c2 de yayınlanmıştır.
Egitim ve sınavlarda gelinen nokta çok acı
YanıtlaSiltus forumlarında “...Bundan 7-8 kadar yıl önceydi. 5-6 defa girdiğim ÜDS lerden 50-60 arası alıp duruyordum. Meşhur bir TUS dersanesinin Meşhur bir sahibi -ki iyi İngilizce bilmesi ile de tanınır- yerime ÜDS ye girebileceğini söyledi. "Sen de sarışın gözlüklüsün ben de, kimse anlamaz bile, ben böyle çok kişiye ÜDS-KPDS kazandırttım" dedi. Tabi teklifini "bütün akademik hayatımı b.k çukurunun üzerine bina edemem" diyerek reddettim. 1-2 sınav daha sürünüp kendim 71'imi aldım. Eğer yakalanırsa "sevgili JOKER abimin" aleyhine tanıklık ederim. Allah islah etsin, bir adamın her işi mi YAMUK olur ya?”
http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4964&page=62
http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=10037
http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4309
http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=9306
Ateş olmayan yerden duman çıkar mı
bundan çıkan anlatılan ve ya kanaatimize göre anlatılmayandan hissedilen anlam tusdata hazırlık dersanesinin paralel yapi feto Fethullah Gülen cemaatine genç klinisyenler yapılanması içinde herkesten farklı özel ve çok fazla kontenjan ayırdığı ve iyilik yapmak icin ücretsiz aldığı kişisel verileri yasadışı kaydettiği yani fişleme yaptığı.. tusdata ve veya uz.dr sami selçukbiricik in sponsoru olduğu drtus.com tus forumunda övünme ve güç gösterisi olarak anlatılan ösym den bilgi sızdırmalarını, ilişkilerini, bağlantılarını, görüşmelerini maddi güç ve fethullah gülen fetö paralel yapı veya başka bir cemaat örgüt dava yapı bağlantısı olmadan nasıl yapılabileceği şayanı hayret bir konu olarak şüpheleri celbetmekte haklıdır tusdata ve veya sahibi uz.dr. sami selçukbiricik iddia edildigi gibi feto paralel fethullah gülen mensubu mudur iskenderpaşa hakyol mensubu mudur bilinmez ve böyle olsa da olmasa da özkaya özel hayatı kendi tercihidir bu kısmına saygı duyulmalı ancak ilişkiler ağı Ağacın Kurdu kitabındaki gibi rahatsız edici giriftlikte.. Bu arada ösym nin sınava başkasının yerine girdiği tespit edilen tus Dersanesi sahibi ifadesiyle bu kişinin kamu oyunun anladığı kişinin büyük ihtimalle uz Dr Sami selçukbiricik olduğu kanaati oluşuyor. Ösym nin ve uzman doktor sami selçuk biricik in de açıklama ve videolarında net bir aksi beyanı yok ..soruşturmaların akamete uğraması bu ortamda bu bağlantılarla ve tusdata dusdata maddi sponsorluğunda yayın yapan Drtus.com tus/dus/eus forum sitesinde ösym ve yök te tanıdıkları olduğu ve maddi gücü fazla olduğu icin ösym de yök te sağlık bakanlığında muhatap kabul ediliyor itibar görüyor beyanları zaten malumun ilanı beklenen bir durum .
ÖSYM kampanyaları ile bir yandan tusdata bir yandan STV ve zaman gazetesi bir yandan taraf gazetesi ile ÖSYM'nin şifre ve hatalı soru ve sınavlarla gündeme gelirken kpss, ve polis hakim avukat savcı sınavları yolsuzluğunun unutturulduğu gündemin ösym ciddiyetsizliğiyle yaptığı hatalı sorular üzerinden hak arıyor tarzı kampanyalarla her sınav döneminde ösym yolsuzluğu gündeminin değiştirilip kpss sınavı ve diğer sınav soru çalmalarının ve zaman aşımı türü örtbaslarin siyasette milletvekili Prof.Dr. ÖSYM ve YÖK ' teki kirli bağlantıları, iletişim ve irtibatlı kişileri ali veli halil bilal isa musa sema esma ayşe fatma fatih burhan nurhan orhan muharrem mükerrem naim saim rabia safiye nazife hafize binnur zinnur rahmi rahim adları her kimse kimdir bunlar bulunmalı ve hala ayıklanmadığı gerçeğinin örtüldüğü sürece . .
seffaf olmasi gereken kurumların kanser gibi hasta hastalıklı enfekte bir ilişki zinciri değil mi
Her sınavda sorular alındı mı çalındı mi sızdı mi sızdırıldı mi kaygısı yersiz Mi?