Türkiye'de gerçekten muhalif olursan hayatından, özgürlüğünden, konfor alanından, maddi manevi zenginliğinizden kaybedersiniz. Tıpkı şu anda yüz binlercesi sayılabilecek aşağıdaki örneklerde olduğu gibi
Ahmet Altan- Yıllarca hapis yattı
Zülfü Livaneli - Müzikal sanatçı, yazar ve siyasi aktivist, 1971'de hapse atıldı ve daha sonra ülkesini terk etti. 1984'te vatandaşlığı geri alındı.
Cem Karaca - Ünlü rock müzik sanatçısı ve söz yazarı, 1980'lerde siyasi baskılar nedeniyle ülkesini terk etti ve daha sonra vatandaşlığı geri alındı.
Selda Bağcan - Ünlü folk müzik sanatçısı, 1980'lerde siyasi baskılar nedeniyle hapse atıldı ve daha sonra ülkesini terk etme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Ahmet Kaya - Ünlü Türk pop müzik sanatçısı, 1990'larda siyasi ifadeleri nedeniyle baskı altında kaldı ve 2000'de Fransa'ya göç etti.
Aziz Nesin - Edebiyatçı ve gazeteci, 1940'larda basın tarihçesi olarak yayınlanan bir makalesi nedeniyle bir süre hapse atıldı ve daha sonra vatandaşlığından men edildi.
Nazım Hikmet - Ünlü şair, birçok kez hapse atıldı ve sonunda 1950'lerde Sovyetler Birliği'ne sığınarak Türkiye'yi terk etti.
İlhan Selçuk - Gazeteci ve yazar, 1980'lerde bir dönem vatandaşlığından men edildi ve daha sonra ülkesini bir süreliğine terk etti.
Orhan Pamuk - Nobel ödüllü yazar, 2005 yılında Türkiye'deki Türklerin ve Ermenilerin soykırımından bahsettiği için hakaret davasına karşı kesinlikle kendini savundu, bu durum bazıları tarafından ülkeyi terk etmeye zorlanmış olarak görüldü.
Fikret Kızılok - Ünlü rock müzik sanatçısı, 1971'de hapse atıldı ve daha sonra ülkesini terk etme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Can Dündar - Gazeteci ve yazar, 2016 yılında Cumhuriyet gazetesi'nin editörü olarak hapis cezası aldı ve daha sonra ülkesini terk etti.
Ferhat Tunç: Sanatçı ve aktivist Ferhat Tunç, ifade özgürlüğü ve Kürt sorunu konusundaki görüşleri nedeniyle birçok kez yargılandı ve 2018 yılında Almanya'ya gitmek zorunda kaldı. Tunç, Türkiye'ye dönme özlemiyle Almanya'da yaşamaya devam ediyor.
Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan: 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından idam edilen bu üç siyasetçi, darbeyle görevden alınıp yargılandıktan sonra infaz edildiler ve dolaylı olarak ülkeyi terk etmek zorunda kaldılar.
Yılmaz Güney: Ünlü aktör ve yönetmen, siyasi faaliyetleri ve filmlerindeki politik mesajlar nedeniyle defalarca tutuklandı. 1981'de cezaevinden kaçarak Fransa'ya sığındı ve burada hayatını kaybetti.
Hasan Cemal: Gazeteci ve yazar, Kürt sorunu ve diğer siyasi konular üzerine yazıları nedeniyle sürekli yargılandı ve baskı gördü. Bir dönem yurt dışında yaşamak zorunda kaldı.
Eğer muhalif ve bundan zarar görmüyorsa aşağıda tespitlere dikkat!!
“İnsanları etkisiz ve itaatkar kılmanın kurnaz yolu, farklı görüşlere sınırlı miktarda tolerans göstermekten geçer. Ancak bir yandan da bu sınırlandırılmış alandaki tartışmaları sürekli canlı tutmak gerekir.”
—Noam Chomsky
Türkiye'de rüşvetin yaygın olduğu bilinir ve herkes bundan şikayetçidir. Ancak şikayet edenlerin büyük çoğunluğunun esas rahatsızlığı, kendilerinin de bu çarka dahil olmamasından kaynaklanır.
Prof. Dr. Acar Baltaş
Prof. Dr. Arman Kırım "Mor İneğin Akıllısı" kitabında diyor ki:
Ben ne zaman konferanslarımda belli tehlikelere işaret etsem, moral bozmak ile itham edilmişimdir.
"Bu deneyimlerim sonunda şunu öğrendim: eğer bu ülkede insanları etkileyen bir konuşmacı olmak istiyorsanız, zinhar gerçeklere değinmeyeceksiniz; sadece ve sadece onların duymak istedikleri güzel şeyleri söyleyeceksiniz, stratejilerini doğrulayacaksınız, ne kadar akıllı işler yapmakta olduklarını onaylayacaksınız."
Çetin Altan 2015 yılının başlarında Çınar Oskay’ın “Halk neden çok büyük tepki göstermedi yolsuzluk iddialarına?” sorusuna:
“Yolsuzluğu piyango gibi görüyor. Bana da çıkabilir diyor… Yolsuzluğun bitmesini istemiyor, yolsuzluktan pay almak istiyor” diye açıklamıştı, gerçekten öyle sıra çok kalabalık ve her eleştirdikçe sırada bekleyenlerden düşman kazandım.
Prof. Dr. Acar Baltaş diyor ki: "Hile yapan ve kural dışına çıkan başkalarını görmek ve izlemek sosyal kabule bir örnektir. Sosyal statüsü ne kadar yüksek olursa olsun, "herkesin" küfür ettiği ortamda küfür etmek ayıp ve terbiyesizlik sayılmaz; son sınıftaki "bütün" öğrencilerin hasta olmadıkları halde rapor aldığı ortamda hasta olmadan rapor almak "sahtekarlık" sayılmaz.
"Ahlak düzeni sağlam olmayan ve soyguncularıyla başa çıkamayan bir toplum, - ruhundaki barbarlık duygusunun baskısıyla- soyguncularına hayranlık duyar."
Kemal Tahir
"Hiçbir şey yapmayarak da adaletsizlik yapabilirsiniz".
Marcus Aurelius
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder